Bir martının kanadındaki tüy olmak isterdim bazen
Bazen okyanusun dibinde bir balık
Kumrularım gibi şarkı söylemek
Bazen de sadece
Bir karınca gibi hızlıca uzaklaşmak
Ama hep küçük olmak isterdim
Brinin anlamasını isterdim
Ayazdaki kelimelerimin ince kederini
Hüznümdeki kalabalığın içinde bir hece olabilmesini
Bin kadehten sadece birini yudumlayabilmeyi
Naralar atarken sarhoş olabilmeyi
Ama ben sessizim sessiz
Gözlerinde yanmayı bekleyen bir kıvılcım
Dudaklarında samimi özneler
Hayatın kargaşasında mutluluğu arayan tek bir adam
Umutlarını teker teker bavuluna dolduruyor
Sonra tekrar tekrar çıkarıp atıyor kıyısından hayatın
İçindeki şansa küfrederken
Sis çöktü şehrime bu gece
Hüzünlü sokaklarda gezdim
Korkularımla saklambaç oynadım
Gizli gizli ağladım içime
O karanlık dar sokağa girdim yine
Yüzleşmeye korktuğum pis merdivenleri indim
Ne kadar oldu çırılçıplak soyunmayalı
Yıldızların altında
Dünyayı kucaklayarak şarkı söylemeyeli
İçimde yanan ateşle dans etmeyeli
Beni korkutan
Yanan gözlerle sevişmeyeli
İçimde kaybolan sessiz bir çığlık var
Arasam bir pişmanlık çıkar altından
Unutsam bin yara
Kelimelere gömüldü aklım yine
Kalbim taze toprak kokusuna aç
Kapıyı açmaya korkar bedenim
Hayatta eksik dediğin şey
Bazen bir resim
Bazen bir müzik
Bazen de başka bir nefes
İçine çektiğin hayatı
Huzurla bırakabileceğin bir eşik
Silersen günah ona
Saklarsan yara sana
Sana kattıklarını koy kutuna
Senden aldıklarını bırak uzağa
Gel bana bütün günahlarınla
Gel bana bütün sevaplarınla
Giyindin yine gelinliğini
Masum bir kız gibi
El değmemiş saflığına
Martı sesleri eşlik etti
Gözyaşların inci gibi
Döküldü yüreğime
Birini bekliyorum
Kapı eşiğinde
Gelir vakit dolmadan
Şöyle yüzyüze
Karşımızda şömine
Kırmızı kadehler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!