Gözbebeklerime yerleşen hüznün adısın sen,
Eylül gibi, hüzün kokan kayıp şehrim…
Hayalin uzaklarda,
Cılız bir sokak lambasının ışığı gibi,
Bir var, bir yok…
Bir kalp ağrısı başlar şimdi
Sensiz,uzak iklimlerde
Kederlere yenik düşer bir yürek,
Sızlar içten içe, en derinlerde...
Zamanın kıskacına takılır seviler,
Ve, yok olur
Ruhum kaybolmuş şimdi
Sevdamın çıkmaz sokaklarında
Artık resmin yok
Yüreğimin duvarlarında..
Ayak izlerin yok
İçimin kaldırımlarında..
Kaç zaman var ki
Depreşir durur özlemin içimde bir yerlerde…
Adını ansam bir fırtına kopar yüreğimde,
Sussam isyan eder içimdeki çığlıklar.
Deli bir yalnızlık,
…..Ve Bitti….
Gel, son kalan sevgi kırıntılarını topla yüreğimden.
Kırık bir aynada, silüetin son kez yansısın ruhuma
Gölgeler oynaşırken uğuldayan karanlıkta
Bir zamanlar ışığa koşardım,
Avuçlarımda hayaller.
Bıraksalar yıldızlara uzanırdı yüreğim
Gecendeki düşe gelin olurdum gizlice
Hayat pürtelaş akarken yanı başımızdan
Durup seyrederdik biz aldırmadan…
Sen giderken sustu bütün cümleler,
Nefesi kesildi, anlamını yitirdi kelimeler.
İçimdeki tüm kardelenler, intihar etti sen giderken…
Bir şarkının nakaratı gibiydi senli hayat,
Sen giderken, yitirdi coşkusunu her bir nakarat…
Bir tıkırtı bile yeter yüreğimi titretmeye
Seni arar gözlerim
Her kapı aralığında,
Avuntu cümleler yetmez
Yüreğimi susturmaya
Tutunmak gerek bazen,
Zamansız kederlerle savrulurken yürek…
Tutunmak gerek hayata yeniden.
Belki bir gün, durulur içimizi talan eden fırtınalar,
Eski bir Eylül’sün sen
Bütün yaşanmışlıkları
Gözbebeklerinde bıraktığım
Sarısında, hazanında gençliğimi soldurduğum
Eski bir Eylül…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!