adı yoktu
yazdı
bir sigara dumanına sığdı ömrü
kalem tuttu, tutunamadı
sevmedi kimse
öldü
Bir çocuk gelir rüyalarıma,
Anadolu bozkırlarında, kafası üç numara, tıraşlı,
Haymanın altında semaya dikmiş gözlerini,
Kendi hayaliyle kör ebe oynar.
Bize “Almancı” diyorsunuz ya,
Sanki yüreğimizi valize koyup çıktık sanıyorsunuz.
Bilmiyorsunuz, biz vatanı ikiye bölüp taşıdık,
Bir yarısı burada dondu,
Bence sen çıkmaz sokaksın,
Bense yol, yolak bilmez seyyah.
Gömülmüşüm hengemanın merkezine,
Serap serap.
Ekrem’in Türküsü
Adıyaman’dan başlar içimdeki yol,
Gölbaşı’nın serinliğinde bekler eski bir soluk.
Balkar’ın taşında ana duası saklı,
Yüreğimde yankı: “Ekrem, unutma toprağını.”
“Erkan, Benim Oğlum (Ve Rüyanın Gerçeğe Dönüşü)”
Erkan benim oğlum,
Ruhumdan düşen ilk kıvılcım…
Daha doğmadan tanıdım ben onu,
Bir gece, derin bir uykunun eşiğinde
Bir gece oturdum balkonda,
Isar’dan gelen serin bir koku vardı.
Gökyüzü sanki başka bir yerin
yorgun perdesiydi.
Gölbaşımın gölü, türkisle akar
Yâr dedi mi, içim yangınla yakar
Bir selam et dedi, sesi tok, vakar
Gözüm yolda kaldı… gel yârim, gel hele
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!