uzun süredir uğulduyor ses
herkesin elinde kirli bir tebeşir
kenarlar çiziyorlar
durmadan kenarlar
ve ben
(böyle bir şiiri yaşamayı dilerdim
ölmeden az önce olsa bile)
“kollarımda hedefini bilen yılanlar
bugün yine güneşten aldım gücümü
en eski kötü büyücünün gözleri gibi
arasıra aklıma
düşmüyor değil
mutlak doğruyu aramaktan
yorulmak mı diyalektik
herşey çelişik
bürolarda yaşıyormuşum meğer
kocaman bir kauçuk gibi
akşam üstü camda gördüm
ay buluta kaçtı
sustum
cim karnında bir noktadan yayılan
kabaran toprak kokusuydu
evrenin bütün sicimleri bükülse
bağlayamazdı artık büyüyü
yağmur yağarken bağlanmalı
küçük adımlarla yürüyor
caddede iddiasız bir tören
dikkatli ve mağrur adımlarla yürüyor
bıçak
huzur bulduğun avluya kus
devirecek sonunda gece ve bu öksürük beni
nedenin üstüne örtüdür ses ve görüntü
çoklukla ölünün örtülür üstüne ince bir kadın şalı
inadına düşer hece sahneden düşen rüzgar ve gece
gibi...
vızıldayan ozan blab çamur
saplanır kalkamazsın
doğaya ait herhangi bir şey
kuytu haliç?
sus ve tut der delta
çok eskiden oluşmuş bir kreter ağzında feylesof
ruhları koklamayı bilseydi eğer
sizin nasıl olup da kapıdan içeri
alındığınızı sorarlardı
kontak sesi duyduğunda
orgazm olan güzel kadınlar
Marikaaaa! …
ortalık pus
pus ortalık
maaaariiiikaaaaa! …
ha ha ha ha ha! …
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!