Ekmek
Toprağa, ekilirsin biçilirsin.
Hem elle, hem elekle seçilirsin.
Değirmendeki, taştan geçilirsin.
Sen buğdaydın ama, un oldun ekmek.
Ev de, bir kez daha elenirsin.
Teştlere konup, suya belenirsin.
Tadın, tuzun, tam kıvamına gelsin.
Unudun, şimdi hamur oldun, ekmek.
Tek tekte, bezilere bölünürsün.
Sonrada, oklavaya dolanırsın.
Sacın altıda, alevli yansın.
Orda pişip, ekmek olursun, ekmek.
Gördün ya, bin bir zahmet, emek gerek.
Yemeden önce de, suyunu verek.
Bazen kömbe olursun, bazen çörek.
Şimdi, sıra yemeye geldi, ekmek.
Ekmek olmasaydı, bizler niderdik.
Etli mantımızı, nasıl ederdik.
Yemeklerin yanında, neyi yerdik.
Baş tacımız, nimetimizsin ekmek.
Hesaplı yiyelim, artık olmasın.
Soframızda, bir kırığı kalmasın.
Kırıklar, gidip çöplüğe dolmasın.
Çünkü, hayat bağımız, kuru ekmek.
Paksoy’um yazdı, söyledi bunları.
Fazla israfçı gördü, insanları.
Şükretmeye yeter, bir tane darı.
İnsanlara, büyük rahmetsin ekmek.
Kayıt Tarihi : 21.11.2012 09:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!