Gitmeliyim buralardan,
Ucu bucağı olmayan denizlere../
Bir kuş kanadında,
Kanat çırpmalıyım../
Sonra dağlarda, ovalarda
Mevsimlik mayıs çiçeği olmalı yüreğim../
Sen içimdeyken,
Damarlarımda can diye dolaşırken
Söz vermiştim..
Adını sevda diye haykırmayacaktım
Boş ve anlamsız odamın duvarlarına..
Görse de gözlerim seni yanında bir gölgeyle
Bazen bilmediğin şeyleri de öğrenmek adına
Yaşamak gerekiyor-muş..
Bazen bildiklerinin de hiç oluşlarını fark ettiğinde
Neyi nasıl yaptığının bir anlamı,
Yolsuz bir ayağın adımlarında ki korkusuzluğa benzer-miş.
Yürek Göçü..! !
Acı..yıllar süre..
Nereden..nasıl geldiği asla kestirilemeyen..
O benliği bilinmezliğe sürükleyen kısır döngü..
Varoluşumuzun en farkında olduğumuz an..
Bugün kendimi tanıyamadım
Daha yaşamayı bile bilmezken
Bir çiçeği kopardım dalından
Kopardım yapraklarını bir bir
Neden biliyor musun
Kendim için
Ölüm mü dedin küçüğüm,
Bak sana anlatayım
Kahrolası hayatın bağrında dugusuzlaşmayı
Hani için titrer hayata karşı
Adını koyamazsın tebessümlerinin
İçinden bir ses:
öyle zor ki içindeki bişeylerin
yok olduğunu,
eridiğini görmek zorunda kalmak
yada hayata dair
yeniden yeşermesini ümit etmek
Mutluluğum gök kuşağı renginde şimdi
Her renkte sen varmışsın gibi
İzledim bugün
Ve kırmızının her tonunda
Seni aradım,
Sonra acısı tarifsiz sevda kırıntıları arasında,
Her hücremde varlığını yaşarken
Kavramların bile bir bütünlüğü kalmamışken beynimde
Söyle bu benlik nasıl alışsın
Yokluğun verdiği
o tarifi bilinmez
o anlatılmaz endişesine...
Uzak diyarlarda bir yürek var
Her an sen diye,
Her an yüreğinde olmak isteyen
Bir yürek
Öyle bir anda gördü ki gözlerim
Ve öyle bir anda sevdi ki yüreğim seni
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!