Birikmiş bir heves olsa gerek aşkın adı,
Upuzun bir düş fırçası...
Hangi zalım eller törpüler,
koştum,
sendeledim,
tüm acılarım parmak uçlarımda,
üstüne basa basa koştum..
kimse görmedi
Her aşk kendi kabuğunda filizlenir,
Her aşk kendi kabuğunda nazlı bir fidan gibi serpilir,güzelleşir.
Her aşk kendi kabuğunda sever,sevilir,terkeder,terkedilir,
Sonra yitirilir...
Anlaşılır ki aşk tek kişiliktir.
Bundan sonra hayat hep o nemli gözlerle seyredilir.
Bu gülüşü bir şehre adadım,
Yüreğindeki yanık ezgilerin çığlığı,
içinde kopan uçurumlar var.
Yitik yarım sevdalar,
Kapanlarda duruyor,
Peynir kıvamında yanlızlıklar,
En koyu tonu bu hayatın,
Gülüsleriyle cilalıyor hayallerini belli belirsiz...
Sonra ufak ufak parlatıyor süngeriyle,
Darbe,darbe kimsesizlik...
Bir boya kutusu umut var karanlık ellerinde,
ve bir sandık dolusu yenilmislik,
Eli Baltalı sevgilerle büyüdük biz,
Hep bilyesiz,topaçsız oyunlarla avutulduk.
Yalancı,ikiyüzlü dostluklara,
Her bedevi kendi çölünün gezginidir aslında.
Bahtsızlığı mizah kitaplarının karasıdır alnında..
Her kim gezmişte gönül ikliminde yar,yar diye..
Gezipte güldürmemiştir kendini güneşe....
Bir ön sokağı diyorum ömrümün,
Güneş görsün istiyorum.
Caddeye yakın olsun,
Taşıt sesleriyle uyanayım istiyorum her sabahında,
Görebileyim diyorum,
Bir duble rakı eşliğinde şehrin ışıklarını,
ben hiç yolculuğu sevmedim ve yolcu edilmeyi,otobüs camları hep ellerime kafes gözlerime gardiyandı aslında,hem sarılıp hem el sallamak benim için çelişkiydi kokusu burnundayken geride bıraktığının,dönerken virajı tamda ve kaybolmak üzereyken son bir çabaydı sevmek benim için,uzakta belli belirsiz bi insan ve gittikçe küçülen bir umuda el sallamak,aslında hiç yapılamayanı yapabilmek,geri dönüp son bir kez bakabilmek,hiç unutamayacığım bir fotoğrafkaresinden ibaret gidişin,hala aklımın duvarında asılı..
Hiç yalan da söylemem aslında.
doğuştan bu burnun büyüklüğü,
şeklimiz pinokyaya benzese de,
özümüz ferhattır aslında..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!