sen biraz git diyorum
kalmakta ısrarcısın
sen git ten bana kalsın diyorum
peki ya kokun diyorsun
...aşk eksikliktir diyorum
Küçükken okudukları bir hikayedir aslında''haketmeyeni sevme'' yalanı.Aslında bizi leylekler getirdi ve kaf dağının arkasında zümrüdü anka kuşu hala keşfedilmeyi bekliyor,ve hikayenin devamında biz birbirimizi çok sevdik...Sonra padişah kızını kahraman,fedakar delikanlıya verir,kargalar hala gülmekte..Bir padişahın kızını sıradan bir gence vermesine değil,iki insanın gerçekten birbirini sevmesine..
Her çakıl taşı bir sevdanın su yanı yansıması aslında suya kardeş ve sudan uzak.her sevdanın giriş gelişmesine inat sonucu aslında; çakıl taşları...
Yosun tutmuş kokusunu sudan almış.
Yalınayak toprağa basmak bi özgürlük aslında,
yalınayak basmaksa çakıl taşlarına,tam bi sevda,
parmak uçlarında suyun serinliğini hissetmek özgürlük,
... parmaklarını kesen taşların verdği acı ise,
Döneceğim elbet bekle beni,
Bir parkam bir de tütün kokan kasketim ve ben,
Yüreğimdeki tüm şarap lekeleri ve ben,
Gene sana döneceğim bekle...
Evler tarlalar geçeceğim,
Tüm hüzünler camlardan akıyor,
Sokakları selle yeksan,
Gök delinmiş,
Bardakdan boşanırcasına hüzün yağıyor,
Tüm şemsiyeler evde kalmış,
Bir otobüs camı buğusunda gidişin,yaşımdan utanmasam nefesimin bugusuna adını yazıcam.kaybolurken otobüsü gönlümün terminal koyuluğunda en son el sallayan sen ol olur mu.şöyle hafif ayağa kalkayım,kafamı biraz sana doğru eğip git gide gölg......eleşen sana yüzünü bile görmeden el sallayayım.Hiç sevmedim biliyormusun gitmeleri.Korktum belki geri dönememekten,dönsem de aynı ben olamamaktan.Hiç sevmedim ben gitmeleri...tarlalar geçtim ve evler el sallayan çocuklar gördüm ve arkasından koşan köpekler...Kulağımda hep aynı şarkı sen de başını alıp gitme ne olur..Gittiğin kadar mı değerlisin,terkettiğin kadar mı farklı..Yaslandığım da geriye ve yumduğumda gözlerimi,bir küçük çoçuk oynar hayalimde(hayalimle) sevgim in köşe kapmacası da sensin,kör ebesi de.Koydum kollarım gibi yüreğimi bir duvar soğukluğuna ve yüreğimden sana kadar saydım döndüm sen yoksun...
Her döktüğün de yapraklarını,ömürümün
İnce bir yanlızlık kokar,
Hissetiğinde kuruluğunu o yaprakların,
Belli belirsiz tenin de,
Bir ince hicaz olur,
Bir ince ''naz'' olur...
Bir acı hüzün bu,
Bir soluk öfke,
Çiçekler duruyor namluların gölgesinde,
kasımpatılar,güller,çiğdemler ve fesleğenler...
Gülüşler duruyor enkazların gölgesinde,
Belinde sapanı ve koca bir cep dolusu çakıltaşı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!