Senin gözlerinin bittiği yerde
Yaşamak,
Benimle birlikte değildi artık...
Kirlenmemiş gülüşün,
Masmavi ay içinde.
Yemyeşil bir gökyüzü,
İçindesin büsbütün.
Gece ışıklarında
İşte, parlıyor yüzün!
Gülüşün, günahsız tanrıları,
Kendimi göremediğim bir aynadan bana, hatırlatır.
Ve yeryüzündeki acılara dolanmış sefalet,
Senin yorgun düşmüş gözyaşlarında saklıdır.
Güleceksin bir gün yalnız kaldığında,
Büyük aşklarına!
Her ne içinse, ağladıklarına!
Kalbinde kurumasın diye unutmadığın hatıralara,
Güleceksin çocuk!
Şimdi, gözünü açar kederle yüzleşirsin.
Kime böyle, can serilmez hasretin.
O yâr ki bütün hasretinle senin…
Sensizlikle parçalanmış bir hayatı,
Yalnızlıkla kim korkutabilir?
Ben, en büyük cesaretimle sevgimi,
İşte şimdi tanrılara gösterebilirim.
Ama asılsızdır beni bugüne kadar sevdiğin
Ve senin gözlerini unutacak kadar
İstanbul'un baharıyla gelen çiçekleri bilirim.
Seni o çiçeklerden sorarım.
İçerisinde lalelerin, sarı beyaz açtığı bir parkta,
Seninle sevgilim, kalp kalbe oturmuştuk.
Sesinin naifliğiyle,
Aşkımızı iki dirhem daha karşılıklı büyütmüştük.
Kaçsam sonbahardaki yalnızlıklara.
Seviyorum diye aldatan insanlara.
Kaçsam bir güvercinin üşüyen kalbine.
Sevgiyi kavuştursam özgürlüğüne.
Tüm insanların dilinde,
Tüm çiçeklerin gözünde…
Bir fırçanın ucunda kuruyan,
Unutulmuş bir kirdir hayatım.
Sen çıkınca sevdadan,
Temiz bırakamadım.
Kırmızı kalpli kadın!
Söyle, aşkın levazımatı nedir kalbe?
Gözlerini anlamından tanıdığım,
Renginden seçemediğim kadın!
Nedendir, bu gözlerin hatırına, benimle barışmadığın?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!