Geçmişin zonklamasıdır yüzümü suya tuttuğumda
Etimi geren mozaik
Sayısız miller katettim orada bulununcaya
Ve su duruldu birden. Balık yumurtaları, nektonlar
Çekildi herbiri bir yana
Yükseldi o derinliğin çarpıcı sesi
Ve ağzım ağzını öptü ise
Çünkü için sözle doludur
Elim eline değdi ise
Çünkü elin yaratılmış işler doğurur
Gözlerine baktım ise
Ki bakmışımdır
Çok sıcak bir günde
Misafirliğe gittik.
Uykudan kalktı, yanımıza geldi:
Sıcaktı her yeri.
Açık pencereden rüzgâr geliyordu
Ağır bir öğle faslı çalıyordu radyoda.
Bir şeyler çiziyorum buğulu cama -ben-
Cemal'in ıslak sesi
Kayıp gidiyor buğulu camda
-Bir sabah yağmurunun en küçük tanımıysa
Şu benim sesim-
Çizip çizip siliyorum sesimi
Odamın penceresi yok -daha iyi-
Kendime bakıyorum ben de
Kendimden sarkmış kollarıma
Kendimden damıtılmış gözlerime
-Bakmıyorum, duyuyorum onları sadece-
Böylesi iyi, çok iyi
Ben mi konuşuyorum -Cemal mi-
Tanrının taşları mı konuşan
Birbirine geçmiş sımsıkı
Yollar boyunca uzayan uzayan.
Kurtuluş'tan çok uzaklardayım
Çünkü ağzım öyle istedi
Dudaklarım öyle istedi
Ve göğsüm ve avucumun çukuru
Ve arkam ve önüm ve boynum
Öyle istedi
denizlerin rüzgarı denizlerin,
gelir vurur kızların bacaklarına.
izmir'in akşamları izmir'in,
herkes saadetini düşünür.
öpülmez ki deniz rüzgarı,
Bu gözyaşları benim mi
Camdaki yağmur taneleri mi yoksa?
Acıyla sevinç de
Birbiriyle içiçe mi
Terketmeden biri ötekini?
...
Dönelim
Her geçen gün bir açıklamadır
Biz yıllarca önce daha bir bunalırdık
Kullanılmış eşyalar gibi ordan oraya
Sonra Edip Cansever uzanıyor rafların arasından, "Her şey rengine göre kanar, bilirsin" diyor. Biraz da olsa rahatlıyorum
İmgenin şairi.. ve suyun.. Yazdığı her şiire şapka çıkarılır belki ama Tragedyalar, Umutsuzlar Parkı ve Ben Ruhi Bey Nasılım gibi uzun şiirlerinin yeri ayrıdır; insana dair her duyguyu barındırır o şiirler...
Ve evet, 'İnsanin insana verebileceği en değerli şey yalnızlıktır.'
Yeşil ipek gömleğinin yakası
büyük zaman düşer
herşeyin fazlası zararlıdır ya
çok şiirden öldü Edip cansever
Cemal Süreya
Burada bir umman var Edip Cansever de
tarif edemediğim bir lezzet şiirlerinde