Edebiyata Dair 10 Karalama / (Düz Yazı)

Ali Hakan Düz
12

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Edebiyata Dair 10 Karalama / (Düz Yazı)

'Şair Olmak'

Şairlik için genel kabul görmüş, bilinen “şair olunmaz doğulur.” söylemidir.

Şairlik için en önemli olgu, her şeyi yerinde ve zamanında yaşamak, gözlemleyebilmektir. Okumak ise gözden geçirmektir hayatı. Ne olmuş, ne bitmiş, nerede ne! nasıl olmalı! gibi.

Başkalarının hayâllerini satın alamazsınız, sadece o kişilerin, kitaplarına dökülen şifreli sözcüklerini ve kurdukları cümleleri kiralayabilirsiniz. O da bir süreliğine. Okuduklarınızın ve yaşadıklarınızın okumadıklarınız ve yaşayamadıklarınızı asla geçemeyecek olması sizi bir kısır döngüye doğru anbean ilerletir.

Çünkü, ömür göz açıp kapama mesafesinde bir yanılgıdır. Olmak istediğinizden çok belki de varmak istemediğiniz çok ayrı bir dünya da yaşarsınız. Yaşayamadıklarınız ise hep kaleminiz ile kâğıda dökülen sözcükleriniz de olmayabilir. Hiçbir yazınsal ürününüzün de neden yazıldığını bilemeyebilirsiniz. Zira, içinizde var olan bir ş a i r d i r ve belki de kim bilir, edebiyata ve sonuçlarına nedensizce bir ömür adayabilirsiniz...

'Şiirin Zamanı'

Şiirin zamanı, zamansızlık ölçüsüdür. Ne zaman nerede geleceği belli mi olur. Aşk gibi sevda gibi.

Şiirler, şairlerin bekçisi olmadığı gibi şairler de şiirlerin bekçisi değildir. Aslolan, genetik yapı ve yaradılış gereği yazılan onca sözcük, kurulan onca cümle, aklın zekâya yansıması olarak karşımıza çıkar.

Her an şiir yazabilecek durumda çokça insan vardır ya da uzun aralıklarla şiir yazacaklar. Şiirin sayısından çok, okuyucuya bıraktığı hadise önemlidir. Yoksa şiiri şair yazar, kendisi okur. Önemli olan okuyucuya hitap etmesidir. Şiirin zamanı okuyucusu ile gözgöze geldiği an başlar...

'Şiir ve Aşk’ın Tanımı '

Şiir tanımı 'yorgun bir günün bıraktıklarıdır şiir, mutlu zamanların raflarda tozlandığı kadar gerçek.'

Aşk ise ”kandırılmış cümlelerin şiire duyduğu/doyduğu özlemler toplamıdır.”

'Şairin Coğrafyası'

yaşadıklarımızdan bir parça
yaşayamadıklarımızdan bir parça
gözlemlediklerimizden bir parça
özlemlerimizden bir parça

diye uzatabiliriz örneklerimizi. Sadece, yazılan şiirin içindeki oranlar değişebilir, belki de.

Ve her şair biraz da kâhindir, geleceği yakalar kimi kez. Bu ya bir aşk olur kimi zaman ya da bir ayrılıktır hüznün habercisi. Belki de bir aşk ölümüdür, dizelerde işlediği. Şairin coğrafyası bilindiği üzere hep aşk’a koşar.

İşte o yüzdendir, her şair parça parçadır. Bir tek ölümü bütünler şairi ve belki de son dizeleridir, ölüm/ü sonrası üstü örtülemeyen...

'Kadın Şair '

İlham güneşi ile daha çok beslenen şairler, erkek şair çoğunluğudur.

Şaire'ler ise hep gölgede güneşlenir. İstisnai şaireler ise bu konuda hiç ama hiç konuşmazlar, bildikleri çok şey var mıdır, bilinmez.

Bilinen o ki kadının adı hep “şairi doğuran güç ile ilişkilendirilir..'

'Şair Sanatçı Mıdır? '

Bence şair sanatçıdır. Kullandığı meteryal ise duygu yoğunluğudur. Ve aslolan hep aşk'tır, yaşadığı. Bu bir kadın olabileceği gibi, bir hayat, bir ülke veya Yaradan'a ve kutsallarına duyulan bir büyük aşk'ta olabilir, kimi zaman.

İyi bir şair her şeyden beslenebilmeli, iyi gözlem yapabilmeli, okumalı-gezmeli bununla birlikte, bilgi dağarcığını çoğaltarak, her konuda şiir yazabilmelidir.

Aşk hep canana yazılır, bilinen. Günümüz edebiyatında şahsi isimlere dönmüş olsa da aslolan hep aşk'tır. Sanatçı beslendiği oranda büyür, serpilir. Ve ölünceye kadar da yazar. Emeklilik, şair için kendisine uzak bir kelimedir hep. Bu zaman zarfında şair, hem yazar-hem düşünür-hem fikir adamlığı da yapabilir. Hem de hayatını idame edecek bir iş'te çalışır.
Bakınız,' şairlik bir meslek değildir', cümlesi ne kadar anlamlı.

Bir şanstır şairlik, bu şans ömre bir kez uğrar. Kıymetini bilene en büyük armağandır, öyle bilinir...

'Şiirde Çeviri '

İyi şiir her zaman iyi çevrilir. Kötü şiirin çevrilmesi çıkmaz bir yolda kaybolmak gibidir. Bir de çeviriyi yapanların çevirisini yaptıkları şair ya da yazarın etkisilerine girmeleri yok mu. İşte bu da işin tuzu biberidir.

Günümüz şiirine bakıldığında, kimi şair ya da şair adaylarının geçmiş zaman şairlerinden fazlaca etkilendikleri ve onların birer kötü kopyaları gibi yazınsal ürünler verdikleri ve hâlen bu durumlarını devam ettirdikleri yadsınamaz bir gerçektir...

'Şair mi Şiir mi Beğenilir? '

Kendisini çok sevdiğim hâlde şiirlerini sevmediğim şairler olduğu gibi kendisini sevmediğim hâlde şiirlerini sevdiğim şairler bulunmakta.

Bununla birlikte, kendisini ve şiirlerini sevmediğim şairlerin varlığı, kendisini ve şiirlerini sevdiğim şairlerin varlığından daha fazla olmaması benim için oldukça sevindirici...

'Eleştiride Kriter Var Mıdır? '

Öncelikle, 'Eleştirinin Tarihsel Gelişimi' ve 'Eleştiri Yöntemleri' hakkında kitaplar okunmasını önerebilirim.

Ayrıca, Eleştiri Konulu Sempozyum, Seminer, Kongre ve Konferanslar eleştiri için ve varmak istenen nokta/noktalar için kanımca yararlı olacaktır.

Bununla birlikte,
Eleştirinin vur/kaç mantığı ile değil, yapıcı ve inandırıcı olması koşullarının, 'şiir eleştirisinde kriter var mıdır' sorusunun olmazsa olmaz birinci öncelikli değişmez kuralı olduğunu da belirtmek isterim.

Ayrıca, Eleştirmen ve Okur Psikolojisi hakkında bilgilenmenin ve bu yönde sürdürülebilir bir mantık ve beraberinde gelen objektif kriterlerin de gözardı edilmemesi gerekliliğini hatırlatmak isterim...

'Atillâ İLHAN '

Kendimi, 'Atillâ İLHAN” şiir tarzına daha yakın hissediyorum. Bu yüzden her romantik şiir beni çağırmakta, düşlerimde. Uykuda olmam da değiştirmiyor gerçeğimi. Hep yüzleşiyorum dünümle ve tüm hesaplarım yarınlara çıkıyor, sevgiye dair...

Dip not: “unutulmaması gereken, 'gerçekler yazıldığı gibi değil yaşandığı gibidir..'

Copyright © by ahd
www.alihakanduz.com

Ali Hakan Düz
Kayıt Tarihi : 7.9.2007 08:52:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Hikâyesi Edebiyat

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ali Hakan Düz