Çığlık çığlığa içim susarım
Korku nasıl ellerine kenetlenirse
Romatizmanın ağrısı da benim kalbimde
Korku nedir bilirim
Sessizliğin çığlığındayım susma içim
Etkisi yoktu Güneş'in
Tepkisi coktu Ay'ın
Ne günahı vardı peki
Gündüzün ya da gecenin
Öfke bir ipin ucuna asılmış
Dilinde yanan bir söz
Her yanı kalabalık
Hiç korkmayan adımları dinamit
Küskün ve mor sade avurtları
Öyle susuyorum ki
Ne kadar içersem içeyim geçmiyor susuzluğum
Öyle susuyorum ki
Ne yaparsam yapayım kendime suskunluğum
Tam ortasındasın kalbimin ne kıyısı ne köşesinde,
Tam ortasında geldin ömrüme.
Sardın sarmaladın yaz gibi derken,
Kışa döndürdün hasadını ömrümün.
Oya gibi işlemişsin içime derdin oysa
Sancılara büründüm
Her şair öldükten sonra daha iyi hatırlanırmış
Ölmek mi gerekir daha iyi hatırlanmak için
Nicedir şehir susuyor
Susuyor yalnızlığım
Gözlerine
Vurmuyor bam teli sazımın türküsüne
Böyle yanık yanıkken sen
senin olmadığın her yer
her yer isyan, barut kokusu
patlıyorum bir cekirdek kovanında
param paramparça
dağılıyor düşüncelerim
atomlarıma ayrılıyor
Nasıl sabra alışır yürek
Özlem dayanılmaz olur
Nasıl bekler gözlerim yolları bilir misin?
Güne doğan umut gibi
Gökyüzüne asılan mavi atlas,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!