Ecdada Mektup Şiiri - Aisha Selime Coşkun

Aisha Selime Coşkun
7

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Ecdada Mektup

Ey hitapların en güzeline layık olana aşık ecdadım;
Güzel yüreğinize yetişecek bir sesleniş bulamadım..

Ey kuffar karşısında başımızı dik tutan erenler ordusu...
Can pazarında ne ağır,ne değerli bir topraktı bizlere emanet bıraktığınız...
Kalpleri karartan kurşuni siyahlıklar yağdırırken bulutlar,

Bıraktığı su gibi sözlerle, şiirlerle gönüllerimize baharı tattıran Mevlanalar, Yunuslardınız...

Biz kimseye nasip olmayan bir deryada bulduk kendimizi...

Sonradan öğrendik her damlasının bir çetin mücadele sonucu olduğunu, her birinin ayrı bir tevekkülden doğdugunu,
Hepsinin bir dua meyvesi olduğunu ve bir sonraki duaya tohum olsun diye toprağa düştüğünü..

Siz Hakkı haykırdınız,
Sona erdi memleketlerde zulümler,
El alıp düştünüz yola,
Allah dedi lisanını bilmediğiniz diller...

Şimdilerde bir heykel gösteriyorlar bize,
Elinde terazisi, adında özgürlük
Ne adaletten anlar, ne fıtratında var bir dürüstlük..
İyi ki vardınız, başımız dik..zalimin karşısına dikiliyoruz sizinle
Sizdiniz bir yüksek abide, Hak uğruna haksızlığa tapmayışınızla..
Can verip can kurtarmanızla, çiğnenip çiğnetmemenizle...

? Alemler sizden sonra sizden daha iyi bir destan izlemedi 100 yıldır..
600 yıllık ömrünüze bir ara verdiler, 600 yıldır dökülmeyen kanı bu 100 yılda döktüler...

Gözlerimiz hiç umulmadık zulümler gördü,
Aklınıza gelmeyen fenalıkları duydu kulaklarımız,
İdrakimizi aştı çiğnenen haklar, ezilen canlar, nice fitneler ve fesatlar..
Hiçbiriniz görsün istemezdim bu mahşeri, ama görseydiniz evde televizyon izlemezdiniz,
Milyonlar aç yatarken siz kuru ekmekten fazlasını kendinize reva görmezdiniz..

Hani Abdullah'ınız, Mehmet'iniz vardı..
Mektup yazıp elçiliğe,Avusturya'ya savaş ilan etmişlerdi..
İki kişi, bir koca imanla Avusturya'nın burnundan getirmişlerdi,
Kafirler onlara 250 askeri layık gördüler,ikisini de dağlarda şehit ettiler..
Hala orada o aslanların kabirleri, fotoğraf çekmek yasak, diyemiyorlar koca ordularının iki kişi ile savaştığını..

Siz gittiniz, vatan hala cennet kokusunda...
Yer altından yükselip, bahar getiriyor yeryüzündeki kışlara..

Adını bilmediğim bir ülkeyi öğreniyorum...
Bakıyorum bir küçük cami, bir küçük mescid..
Nerede kuru bir toprak, üstünde abide bir çeşme...
Bir tuğra üstünde, "Gitmedim" diyor asırlık heybetiyle...
Ne dağlar aşmışsınız diyorum, ne çöller yeşertmişsiniz..
Hayallerin erişemediği diyarlara siz rahmeti eriştirmişsiniz..

Bir ıssız toprakta memleketimi soran mazlumlar,
"Türk"üm deyince boynuma atlıyorlar,
"Biliyorduk geleceğini Osmanlı›nın! " deyip
Gözyaşlarına gark oluyorlar..
Yüreğimde bir ağır emanet hissediyorum..
100 yıldır bizi beklemişler, bu filmi onlar hiç bitirmemişler...

Ecdadım...

Herkes bir rüya görmek ister, biz sizi yaşamak istiyoruz,
Bir koca yük var sırtımızda, taşıyalım, dua istiyoruz,
100 yıllık fitne filmine bir koca reklam da biz koymak istiyoruz,
Cihad meydanı pehlivansız kalmasın, biz doldurmaya gönül koyduk
O'ndan emanet her şeyimizi, sizin emanetiniz için ortaya koyduk...
Uykuyu istemesin gözlerimiz, ahirete saklasın dinlenmeyi bedenimiz
Her silahına karşın küffarın, size layık haykırsın dillerimiz
Biz sizdeniz, gönlümüz gönlünüze benzesin,
Halimiz nice cehennemi söndüren imanınızla hallensin...
En güzeli, en iyiyyi, nice ilkleri yapalım ilhamınızla
Gönüller sürur bulsun baktıkça bayrağımıza
İki kişimiz iki kişiniz gibi ordu olsun,
Kem gözler korksun, kilometrelerce öteden çatırdatalım zalim yürekleri,
Adımlarımız titretsin karalar saçan illetleri
Şifa saçalım gönüllere, Allah'ın hak vaadiyle
Bir vadi dolusu gül koklatalım dumandan usanmış ciğerlere
Bayrağımız kundak olsun füzeyi beşik sanmış bebeklere,
Asırların unutamayacakları Necip'lerimiz, Akif'lerimiz,Asım'larımız olsun...

Sözlerimiz işlensin nakış nakış...kalpler kuvvet bulsun...

Hizmetimiz cihana can, zalime kabus, düşene derman olsun

Bir Hak kelam işitsin bundan böyle, yalana alışmış kulaklar
Ağıtlarla, küfürlerle değil... bir yüce çağrıyla inlesin meydanlar
Hiç bir renk kendini üstün görmesin, hiç biri de çekinmesin
Hak sahibi hakkını alana kadar en güçlü kendini hissetsin

İlimle yeşersin bunca yıldır boşalan zihnimiz,
Bir şanlı Kitabı yaşasın, kendini unutmuş cismimiz..

Hep var olacaklar...

Ama nura gark olacak kalplere karanlıklar galip gelemesin,
Bir asır bırakalım yadigar, tarih diriliş demeden geçemesin
Koşalım son nefese dek bırakmış olduğunuz yardan
Gülümsesin ruhlarınız ebedi istirahatgahından

Çok yıprandı insanlık, yeni bir rüzgar gerek
Eselim size yaslanıp uğruna koca bir ömür vererek
Toplayalım eteklerini gecenin,
Sabaha erişsin bitkin yürekler
Bir Asr-ı saadet daha yaşasın
Sizin destanınızı sürdürürken bizler...

29 Nisan 2015,İstanbul

Aisha Selime Coşkun
Kayıt Tarihi : 10.4.2017 00:12:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Aisha Selime Coşkun