m.ö. bir yılda doğduğumu zannediyorum
geç kalmıştı yolculuk için
hemen çıktı yola
zaten neyi vardı toplayacak
bir tas, bir de tarak…
uçtu…uçtu…
bir ara konakladı leylek
güzün çoktan uğradığı bir ağaca
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
son kez bulutları gördü
başını yaslayıp toprağa
gözleri kapanmadan
tek bir yaprak gördü onu
ve
sonra o da yitti
ölümün topraklarına…
kime ne ki?
topu topu neyi kaldı geriye
bir tas, bir de kırık taraktan başka?
Muhteşem bir anlatım. Yüreğinize sağlık
Selam ve saygılar
Hüzünlü bir anlatım ve içerik... Şiir çok hoş, ben beğendim ve benden 10 puan ...Tebrikler
Çok anlamlı bir biçimde yorumlamışsınız.Anlatımı fevkalede güzel bir çalışma yapmışsınız.Kutlarım Sayın Ayten Karakaş.
Mürsel Adıgüzel
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta