.
kaygan umutlar sararsa sesi örten duvarın ardında
fısılda günahım senin boynuna senin yoluna
aşkta günah yok her şey mübah dağılmışlığıma
varsın cennet kalmasın boynumun koptuğu an’a
öyle sesim ki şimdi bir ada tutuşuyor şuramda
su yolunu bulsa sensizliğin yamacında
tutunacak yol bulamam ayaklarımın ağrısına
hani derim küçüğüm gölgemsin güzlerime
yüzümü çevirdikçe gökte döner burnumun direğinde
can öyle mi kokar derdin bereket dil uçlarımda
giderken su dökmüyorum ardın sıra toprağa
can suyun uğrar nasılsa nisan yağmurlarında
baygın güller düşüyor cebimin dibinde mektubuna
katlayıp kırıyorum gözlerimi satırların arasına
sen ağladıkça ekinler düşüyor gövdemden
tutmuyor sakalım yeşertmiyor toprağım
suyundan aldım alına boyadım dudağımı
sal yaptım da karşı kıyılara yolladım
meğer ne uzakmış yüzünü gördükçe ırağım
gölgesiz ölüler gördüm gezdim de anladım
yollarıma taş koydum sellere bağışladım
tepeleme kan saçılıyor bir yanıma senden habersiz
sıra perçemlerde gülüyor gözler sensiz fersiz
içimin ışıkları geçmiyor kapalı pencereler dilsiz
ateş çalıyorum suya tütün köklerinden ince
ne gül sönüyor gözlerimde ne dilim benden izce
yumrukladıkça masaları kalemler düşüyor yere
sen körpe ben kayıp oldum yolumun içinde
ne zaman gül desen bordo ömrüm benimse
canım kopuyor sarktığım hayattan öte
bir şey dile beklemenin resim yapışmış odasında
ne beni unut ne de git de gençliğimin kaybında
öyle susuyorum ki kendimi biçiyorum satırlarımla
sorgu sual kalmıyor çekin ipi diyorum akşama
görmeden gidersem küs kalırım alnına
tutamazlar suyu elleriyle, gözleriyle, dilleriyle;
ne zaman bir yaprak düşse gözlerime
sensin diye siliyorum avuçlarımın içine
15 03 2006
Zafer Zengin EtnikaKayıt Tarihi : 14.6.2006 01:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!