Sanki onlarca yıl yaşamış gibiyim.
Bedenime yılların verdiği acıları çivilemişim.
Durmadan akan terimin kan kokusunu hissettirmesi,
Her zorluğa göğüs geldiğimi sergiliyordu.
Oysaki kalibimin atışını, yorgunluğunu ve bir ihtiyarın son demlerini yaşayacak anlarındaki gibi yavaş yavaş durmadan çarpıp duruyordu.
Düşüncelerimin beni bir yerden başka bir yere,
Bir duygudan başka bir duyguya hapsetmesi,
Ruhuma nasıl bir zindan inşa ettiğimin kanıtıydı.
Acaba ben birisinin herhangi bir zaman diliminde yaşayıp öldüğü,
Ve sonraları tekrar başka zaman diliminde canlanıp,
Oyunu ikinci perde veya kaçıncıysa artık diye canlandıran bir fügüranımıydım.
İşte bir aptalca düşünce daha tesirini gösterdi.
Yine bir saçma duyguya girmeye yeltendi aklım.
Ruhumda var olan büyük bir boşluğu doldurma çabası peşindemiyim yoksa?
Hergün birine aşık olsam dolarmıydı acaba?
Ya da zamanın ufak bir kısmını uyuyarak geçirip,
Geri kalan zamanımla bu boşluğu doldurmaya mı başlasam?
Acaba bu boşluğu bir terazi veya kantarda tartsam kaç kilo basardı?
Düşüncelerin, kelimelerin ve hislerimin bir ağırlığı var mıydı ki ben bunları düşünüyorum?
Sabahın köründe güneş ışığının zerre olmağı bu saatte,
Bu satırları yazayacak kadar ne yaşamıştım.
Veya sonsuzda bile yeri olmayacak zaman diliminde,
Yaşadığım ve yaşacağım hayatta neyi kaçırmıştım.
Bir çiçek mi ekmedim?
Bir kadına mı aşık olmadım?
Veya hayatın bana yaşatacak onca anılarını mı ıskaladım?
Nedeni olmayan bir duygu sabahın köründe,
Saatin kaç olduğunu görmezden gelip umursamıyan bu düşüncelerim.
Artık çıkıp kurtulmak istiyordu zihnimin boşluğundan.
Ben artık yeni bir güne başlamak için uyumayacağım.
Uyanık kalıp o günü uykusuzda olsa hissetmeyi en temel zaferim olarak yaşamak isteyeceğim.
Sonraki günlerimi de es geçmeden..
Kayıt Tarihi : 28.3.2018 08:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hissedin kendinizi..
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!