bütün hayal kırıklıklarını öğreten...
düşmanından gördüğünde savunmaya geçtiğin
ama
dostundan gördüğünde........
kolayca teslim olduğun....
dost......
..
Sıra dışı adamlardık dört adamdık altı üstü
Seneler geçtikçe büyüdü içimin yangınları
Azizliğine gelmiştik zamanın nasıl geçti bilemedim
Şimdi arkama dönüp baktığımda iki küçük el
Birde kırık kırık olduğu kadarda olgun bir kalp
Artık huzur verin yaşama saygı görmek kadarda
Saygısızlıgı ilgisizliği yaşamın cok garipti
..
Wolfgang Weyrance’ın oyunu için
çocuklar:
Bilmeyiz biz, tohumlarız
bekleriz babalarımızı
ya da balıkların
getirdiği babalarımızı
..
İki korkak kirpi gibi olsun gözlerin
Korksunlar, içlerine çekilsinler
Titreyerek seyresinler alemi
Korksun o gözlerin
Çünkü acizler, çünkü güzeller
Ve bil ki güzelin düşmanı çoktur
Renkler düşman, sesler düşman
..
Gül bahçesine girseydin gülü derebilirmiydin,
İçinde nasıl düşman var, yere serebilirmiydin,
Dertli Yunus gibi de gönüllere girebilirmiydin,
Gül bahçesine girseydin gülü derebilirmiydin...
..
Hani biz candan iki dost gibiydik
Her konuda hem fikir,bir gibiydik.
Ne değişti de şimdi düşman olduk
O günler geri gelir mi ne dersin?
..
Etoburluktan İlk Nefret
Sekseninde tutsak düşeceği Hikmet Dede ‘nin aklının ucundan bile geçmiş değildi.
Evinin bahçe kapısını taşlarla-tekmelerle kırarak içeri giren iki düşman birliği, biri çocuk ve ikisi yetişkin olmak üzere üç kişiden ibaretti. Çocuk ancak dokuz-on yaşlarındaydı. Üstünde kirli, yakasız, gerçek rengini yitirmiş bir işlik, altında koyu renk eski bir şalvar, ayaklarında sırımları bacaklarına dolanmış kirli sarı çarıklar ve sağ elinde de ince, uzun bir çubuk vardı. Yetişkinler birbirlerinin kopyası gibiydiler. İkisi de esmer, ikisi de iri-yarı, ikisi de kaba-saba, ikisi de kara palabıyıklıydı ve ellerinde büyük ve kalın sopalar bulunmaktaydı. Birinin sol kaşının üstünde, obirinin sıfıra vurulmuş başında taş yaraları mevcuttu. Çocuk da yetişkinler de Anadolu köylülerinin Türkçe‘ siyle konuşuyorlardı. Bahçeye girer girmez, kaçmasını önlemek istercesine, kaçılabilecek yerleri tutmuşlardı. Yetişkinlerden birinin ilk sözleri şunlar oldu:
- Ohhooo… Hele bunun keyfine bah, babam… Sinmiş ikindi zemanı bir ağacın kölgesine, yapiyir şekerlemesini…
Obir yetişkin, arkadaşının bu sözlerini pekilenmek yanlısı değildi:
- Bunun şekerleme yapacak hali mi galmış, gardaş? Baksana; nanca yaşlı.
..
Aşka aşığım ben,
Nefretten nefret ettim.
Düşmanlık, düşmanımdır;
Dostumdur, düşman benim.
..
Denizdeki de sudur,fakat her su içilmez,
Bâzısı bulanıktır,dibindeki seçilmez,
Bir ummandır Milletim,kükreyişi bambaşka;
Düşman îtiraf etti:'Çanakkale Geçilmez! ..'
..
Tarih, 18 mart 1915, bir ilkbahar başları,
Tarihim de bir destan Çanakkale savaşları! ..
Dayanmışlar boğaza itilaf kuvvetleri,
Türk'ü Dünya yüzünden silmek miş niyetleri.
Haince dönmüş gözler,ebedi Türk yurduna,
..
Bozkurtların sesi ötükeni aşıyor
Düşman ne için buna şaşıyor?
Ey dağları delen yiğit Türk
Karşındakiler tir tir titriyor
..
İşgale uğramıştı yurdumun her tarafı,
Düşman yakıp yıkıyordu etrafı,
Masum binlerce insan diri,diri yakıldı,
Zalimin zulmüne bu millet artık dayanamadı.
'Ya istiklal ya ölüm'diyen bir önderimiz vardı,
Bağımsızlık için bu milleti etrafında topladı,
..
Gönül! Yar deyipte yaram saran yok,
Her gelen bir yara açıp gidiyor.
Bana Yaradandan gayrı yaren yok,
Dostlar düşman oldu kaçıp gidiyor.
..
yalan dünyanı gezdim men sen ile
cavanlıq getdi elden düşmen ile.
ağıl hey qışqırır biçare aşıq
yaraşmaz qelbe gezmek ahen ile.
..
Bir kere düştüm ya halimi soran olmadı
Etrafımda dost değil düşman bile kalmadı
(Nisan-1995)
..
Düşmanım olmasaydı, herkes dostum olurdu,
Bana ihtiyaç duyan, hep yanında bulurdu,
Asla düşman diyemem, kendini bilenlere,
Kendini bilmeyenler, hep arkamdan ulurdu.
..
Silahlar mil gibi düşman içine
Araçlar şöförler elinde 'tivist'
Bazuları güçlü gözlerinde fer
Mağlubiyet neymiş elbet muzaffer
..
Şahin olur uçarız, şimşek olur çakarız
Dosta güven veririz; düşman ezer geçeriz
Üç kıtaya hükmetmiş; şanlı Türk milletiyiz
Sevinçte ve tasada; tek yürek tek milletiz
..
Tüm insanlar mı bencil? Yoksa herkes bana mı düşman? Ben de hissediyorum. Herkes üzerime üzerime geliyor. Sanki olmayan 1 gram mutluluğumu da kıskanır gibi. Alın. Alın o da sizin olsun yeter ki üzerime gelmeyi bırakın. Kabuslarım bitsin. Ağlayışlarım. Yoksa tüm bu kabuslarım bitsin diye mi ıslanıyor yanaklarım? Çok ilginç. Kalp ritmim düzensizleşti. Kalbim de ağrıyor, aynı başım gibi. Anladım. O da yalnız kalmak istemiyor. Sorun yok, dayanırım ben. Alışığım ağrılara, uykusuzluklara. Sadece, yalnız kalmak istiyorum. "Yalnızlık Allah'a mahsus" diyorlar. Doğru. Ama ben zaten yalnız değilim ki. Ailem var ve sevdiklerim. Artık anladım, yeni birileriyle tanışmak sadece bir hata. Her insanın içinde çıkarcılık var. Boşa konuşmuyorum. Öyle bi sarstı ki hayat beni, bu yaşımda mezunum artık hayat okulundan. Şimdilerde de öğretmenlik yapıyorum hayat okulunda. Her öğretmenin dediği gibi, ben dersimi anlatırım dinleyen anlar dinlemeyen bu sınavdan(hayat) kalır
..
Düşmanım olmasaydı, herkes dostum olurdu,
Bana ihtiyaç duyan, hep yanında bulurdu,
Asla düşman diyemem, kendini bilenlere,
Kendini bilmeyenler, hep arkamdan ulurdu.
..