O kadar yorgunum ki,
ruhumun kemikleri sızlıyor bu günlerde...
Bir çığlık düşüyor içime,sessiz, derin, ağır ve can yakan.
Gecenin, omuzlarında eziliyor yine düşülerim.
Uykusuz bir yankıyım,sanki ,kimseye varamayan.
Kimsenin duymadığı bir çığlık gibi
birde zaman
Zaman kör
Zaman dilsiz
Zaman sağır bana
hatta,avuçlarımda eriyen bir mum gibi,damla damla düşüyor içime ve yakıyor canımı insafsız gecelerde.
Ne kadar toplasam da,hep eksiliyorum.
işte işte ovakitler
Gözlerimden kırılmış ışıklar,savruluyor duvarlara.
Bir gölge gibi dolanıyorum odaların arasından,
Ve bir hatıra gibi siliniyorum,kendi hikâyemden.
Yorgunum işte
O kadar yorgunum ki,
Düşlerim bile uyanmıyor artık uykularımda.
Söyle, yüreğim söyle.
hangi gece unutturur ,bunca ağırlığı?
Hangi rüzgâr savurur ,omzumdaki sessizliği?
Hangi yağmur yıkar ,yüreğime sinmiş kırgınlığı?
Belki de yoktur bir sabah bana,
belki de geceye mühürlüdür kaderim.
Ama yine de beklerim,
karanlığın içinden bir ışık süzülür diye.
Belki bir ses,
belki bir nefes,
belki de adımı unutmayan bir gökyüzü
bana döner diye…
bekliyorum sırtıma kambur olmuş kederlerle.
Canımı yakan ve nefesimi kesen yorgunlukla .
ve
Bitmeyen geçenin şafağında usulca düşerim düşlerimden,
ölesiye sensiz ,
ölesiye sessiz ve ölesiye yalnız
,Yorgunum işte çok yorgun....
sensiz bu ellerde
Kayıt Tarihi : 6.3.2025 21:58:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!