Dünyayı kovduğun an kapından
Başlayacak gerçek zevki gönlünün
Yağmurlar üşütmeyecek
Güneş yakmayacak bedenini
Sevgi seli dolaşacak damarlarında
Anlayacaksın hayatın ne demek istediğini
Aldanma sakın zakkumun rengine ve kokusuna
Eziyet verir insanın yaradılış dokusuna
'Hayatın Ruhu',kıyamete kadar sınav yapacak
Malzeme olma oyun çocuğunun sudokusuna
ALLAH'ı gözardı edip yola çıkılmaz
Şiddetli bir fırtınada hava atılmaz
O, suyun kaldırma kuvvetini alırsa
Lüks gemilerle bile menzile varılmaz
Bakışın çağlayandır vahdet akar Mûnise
Zülâlsin zehrâ kadar zirvelerdedir yuvan
İncileşen duruşun güller takar Mûnise
Sana varan yollarda erdem taşır karavan
Akıl göbekler atar nikâhlar kıyar hikmet
Hazîneler açılır paylaşılır ganimet
Yarabbi sonsuz rahmetinle kuşat biz kullarını
Sindire sindire anlayabilelim Kelâm'ını
Hasret takviminden
Bir yaprak daha koptu
Kapıldı bir rüzgara
Uzaklara uçtu
-Sevdamıza güç kattı-
Artık yeni günün umudu başladı
Allah'ın adını zikret, kendini O'na ada.
Kimse tanımaz seni mahşer kalabalığında!
(Samsun-1991)
“Yerin ilâhı Sen’sin göklerin ilâhı Sen”
Kul olmak bir erdemdir kulluk nasîb et bize
Şirk kabını kıralım huzûr bulsun rûh ve ten
Tevhîd resmi çizilsin gerek kalmasın söze
Bilgiler hikmetlensin câhillik raftan insin
İnsanlık şaha kalksın îmân atına binsin
Esrar dükkanı gözlerin
Rahat bırakmıyor yakamı
Divane olmak zor değil
İçiverdirirsin aşk şarabını
Nalelerim yükselse senin katına
Çekip geleceğim yalnızlığımla
Ebrûli yüreğinde asılı kaldı bakışlarım
Şîrin kanaviçelere işledim sîretini
Tereddüt dehlîzinden kurtuldu nakışlarım
Bir kibritle yakıverdim mahşersi âteşleri
Piyasaya çıkardım eylülsüz takvimleri




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!