II. MODEL:İNCİL (BUGÜNKÜ HIRİSTİYANLIK YORUMU)
Aslında başkalaştırılmış bu ikinci modelde de İsa Peygambere Yarı –Tanrı bir sıfat kazandırılmıştır. Hıristiyanlık Yetki hiyerarşisinde, İsa’dan sonra gelen Ruhban sınıfı yine Allah ve İsa adına her türlü kararı verme potansiyeline sahip kılınmıştır. Hatta o denli ileri gidilmiştir ki, papazlar Allah adına insanları yargılayıp, affetmek veya her türlü cezayı vermek ve uygulamak görevini üstlenmişlerdir. Allah’ın ve İsa’nın tercümanlığını yapmak cüreti göstermek, Hıristiyan ruhban sınıfını hala hiç rahatsız etmemektedir.Bugün bile Allah’la insan arasındaki her türlü ilişkiyi düzenlemeyi,ruhban sınıfının idare ettiği (adeta iki taraf arasında köprü kurduklarını iddea ederek) kimin af olup,kimin olmayacağına Allah ve İsa adına Ruhbanların karar verdiği Hıristiyanlık alemi,bu ikinci modelde yine bir önceki modelin bir benzeri şekilde,diğer tüm insanlardan üstün tutulmuştur.Öyle ki “İsa Tanrı’nın oğludur, biz de onu takipçileri ve bekleyenleriyiz.” diyen her Hıristiyan,Hıristiyanlık inancına göre ve eğer ruhbanları izin verirse,cennete girecektir.Ancak buna katılmayan,ömrünü dünya insanlarının iyiliğine,faydasına harcamış birisi ise cehennemi boylayacaktır.Çünkü cennetin anahtarları yalnızca Papazların boynunda asılıdır. Peki, dünya bu ikinci modelden hareketle, nihayi olarak nereye varır? Hıristiyan ruhban sınıfının idari ve ekonomik yönden her zaman ön saflarda yer aldığı, siyasetçilere ortak olacağı, Dünyanın tepesine oturmuş, olabildiğince zengin müreffeh ve mutlu olarak sonsuza dek yaşayacak Hıristiyan Birliğidir nihayi amaçlanan. Bu birliğe dahil olanlar,Dünyanın Kumandanları olacaklardır.(Şu anda AB ile kısmen bu yapılmak isteniyor.)
Bu görüşten hareket, insanlığı, Hıristiyan olmayan diğer milletlerin, devletlerin güçlü birlikler oluşturamadığı, Hıristiyanların her zaman altında kaldığı ve kalacak olduğu, ayrıca zaten olması gerektiği bir sömürü düzenine götürür.”Sömürgecilik anlayışı” bu yüzden Hıristiyan dünyasında kendine bu denli yer bulabilmiştir.”Tanrı,İsa,sevgi” bu uğurda dejenere edilmiş,kullanılmışlardır.
AB üyeliği yolunda her geçen gün yeni yeni tavizler koparılan Türkiye'nin AB yanlısı siyasetçileri, sözde aydınları sık sık etniklikten, etnisiteden söz ederek ve sanal bazı azınlıklar yaratmaya devam etmekteler.
Özellikle Türkiye'mizde 'üst kimliğe' bağlı 'alt gruplar' kaşınmakta ve bu alt gruplara 'etnitisite' gömleği giydirilip, 'azınlık' statüsü verilmeye çalışılmaktadır. Etnolojik olarak 'üst kimlik'aynı kökene bağlı alt grupların 'ana' kimliğidir. İşte bu 'ana kimlik' birleştiri- ci ve bütünleştirici özelliğinden sıyrındırılabilmesi için bu kökene bağlı alt kimliklere, etnik kimlikler vererek yeni azınlıklar yaratarak ülke insanımız ufalanarak, lime lime ya pılarak Yugoslavya haline getirmenin son safhalarını yaşıyoruz.
Bu manada; Türklük; Kırgızlar, Özbekler, Kazaklar, Azeriler, Türkmenler, Yakutlar, Gaga-vuzlar..... için bir üst kimliktir. Üst kimlik, bazı durumlarda aynı coğrafyayı paylaşan, benzer kültürlere sahip, tarihi pay- laşımları olan grupların temsili kimliği olarak da tanımlanabilir. Örneğin: 'Çerkezlik'; her biri
farklı kökene ve farklı dile sahip Adigeler, Abhazlar, Çeçenler, Ubıklar, Ossetler, Dağıstanlılar vs gibi Kuzey Kafkasya topluluklarının üst kimliğidir. Çerkez olarak tanımlanan bu grupların içinde Karaçaylar ve Balkarlar Türk'tür ve Türkçe konuşurlar.
Sen gittikten sonra hayatımdan;
Hiç bir şeyin artık tadı kalmadı
Ne gezdiğim şu şehrin
Ne solukladığım nefesin...
Ne şiirde hecelerin
Ne ay ışığı gecelerin...
Anladık buralar bize yaramaz
Gel kaçalım nazlı yârim dağlara...
Oralarda kimse bizi bulamaz
Gel kaçalım nazlı yârim dağlara...
Çağlasın gönüller,coşsun bülbüller
Hani nerede,cihanı titreten celâdetin,
Hani nerede,âsûmanı inleten şevketin?
Hani nerede,asırlardır dinlediğin haşmetin,
Hani nerede,biri bin eden hamiyetin,gayretin?
Gelip geçici bir heves miydi peşinden koştuğumuz,
Ne çabuk unuttun 'ata'buyruğun
Hafızan mı gitti,kuş mu kesildin?
Ne sesin çıkıyor,ne de soluğun
Haine eğilen 'baş' mı kesildin?
Kurudu bağların,güllerin soldu
Şöyle bir dolaştım her bir yerleri
Tesbit ettim bildiğiniz şeyleri.
Ülkemden birkaç manzara sundum
Adını da “Şerefsizler Alayı” koydum
Sürçü lisan edersem affınıza sığındım.
__________________H.İlhan KURT kardeşime
Yörük kızı yaylalarda oturur
Ak ellerin soğuk suya batırır.
O bastıkça çayır çimen mest olur
Çiçeğe toz katar güzelliğinden.
Bir mektup almışım,nazlı yarimden
Uzatma zamandan çal diye yazmış.
Seviyormuş beni,candan gönülden
Hemen bekliyormuş,gel diye yazmış.
Seviyormuş beni sonsuza kadar
Soruyor bir dostum; “şimdi n’olacak
Söyle hak yerini nasıl bulacak.”
Dedim; teraziler doğru tartacak
Mazlumlar hakkını alacak o gün.
Üstelik demiş ki; ”işler çok yaman
Merhaba kıymetli Hocam. Uzun bir aradan sonra bu gece yeniden sayfanıza uğrayıp, biri birinden güzel aynı zamanda manidar elliye yakın eserinize misafir oldum ve yine çok mutlu ayrıldım. Tekrar kutlamak ve teşekkür etmek için bu muhteşem şiirinize yazmayı uygun gördüm. Ayrıca izlesene.com da hasret ...
Merhaba kıymetli Hocam. Uzun bir aradan sonra bu gece yeniden sayfanıza uğrayıp, biri birinden güzel aynı zamanda manidar elliye yakın eserinize misafir oldum ve yine çok mutlu ayrıldım. Tekrar kutlamak ve teşekkür etmek için bu muhteşem şiirinize yazmayı uygun gördüm. Ayrıca izlesene.com da hasret ...
Merhaba kıymetli Hocam. Uzun bir aradan sonra bu gece yeniden sayfanıza uğrayıp, biri birinden güzel aynı zamanda manidar elliye yakın eserinize misafir oldum ve yine çok mutlu ayrıldım. Tekrar kutlamak ve teşekkür etmek için bu muhteşem şiirinize yazmayı uygun gördüm. Ayrıca izlesene.com da hasret ...