Dünyanın bir yerlerinde, şu an

Bir çocuğun bisikletinin tekeri patladı.
Adamın biri hayatı boyunca yaptığı tüm birikimi borsada kaybetti,
intihar etsem mi diye düşünüyor.
Görevi elektrik direklerine tırmanmak olan bir adam çarpıldı,
çok güzel bir kadına
ama o kadın başka bir adamla evlenecek,
parası daha çok olan,
arabası olan,
diğer kadınlara rahatça bahsedebileceği bir adamla.

Şu an bir yerlerde
gülümsediğinde ona bakanlara cennette bir an yaşatan güzel bir kadın,
yıllarca onu dövecek, sırtında ahşap sandalye kıracak bir adamla evleniyor.
Kahretsin! "She said yes!"
Dahası şiddete meyilli üç erkek çocuk doğuracak
Başka kadınları dövecek bu çocuklar da.

Bir din adamı -hangi din fark etmez- bir çocuğa tecavüz ediyor.

Bir fabrika işçisi -bıyıkları ağzına giren-
oturmuş evinin ortasında,
kirayı ve faturaları düşünüyor,
bu kış da çocuğuna mont alamayacak.

Şu an bir yerlerde
adamın birinin yatı battı,
uşağı onu arıyor,
ulaşamıyor,
çünkü gürültülü bir partide,
dün reşit olmuş bir kızla kokain çekiyor.
Oysa o kıza vurgundu komşu çocuğu,
komşu çocuğunun tüm hayallerinde o kız vardı.
Mütevazı ve sıkıcı hayaller...
Henüz reşit olmuş kızların ilgisini çekmeyecek hayaller.

Tüm bunlar olurken bir kız çocuğu,
zamanda yolculuk üzerine teoriler kurup yıkıyor.

Okyanusun birinin ortasında bir adam oraya uymayan teknesiyle fırtınaya kapılıyor.
Yardıma yetişebilecek hiç kimse yok.
En yakın yardımın gelmesi bir gün sürer.
Karısına yazdığı elveda mektubu da dahil hiçbir parça bulunamayacak arkasından.

Geçmişte bir düğünde,
üç yaşından beri giymeyi hayal ettiği gelinliği yanmıştı bir kadının
-korkacak bir şey yok-
küçük bir mum yanığı
kara çıkmıştı dumanı.
Çok üzülmüştü kadıncağız,
damat -o daha fazla üzülmesin diye- ceketinde bir delik açmıştı, bir makasla
İşte o damat aldatılıyor şu an, ucuz, kirli bir otel odasında.

Bir yerlerde şiir okuyor düzgün adamlar,
gerçekten manalarının anlaşılmadığını bile bile,
anlaşılmayı umarak.

Zaten düzgün adamlar hep anlaşılmayı umarlar.

Tanrı varsa canı çok sıkılıyor olmalı