Dünyanın binbir hali… Şiiri - Mehmet Halil

Mehmet Halil
1192

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Dünyanın binbir hali…

Hani çoğu zaman sayı sayarken kendimizi unuttuğumuz için hep bir eksik sayarız ya… Kendini göremeyenin hep karşısını görmesi… Ölümü kendine yakıştıramayıp da hep öldüreceğini düşünerek savaşa giden asker gibi, kendi kusurlarını göremeyip hep başkalarında kusur araması… Bunlar birer hastalıklı mıdır nedir? Psikologların alanına girmeyelim… Kendi işimize bakalım…
Demirtaş mecliste Erdoğan’ı niye alkışladı? İstiklal marşı söylerken niye ayağa kalktı? BDP-HDP Kongrelerde niye Türk bayrağı asılmadı? Bütün bu soruların iyi tarafı olduğu gibi olumsuz tarafı da var. Olumsuz tarafı sürekli yıpratmak için kullanılmaya çalışılması. İyi tarafı ise, bazı sorunlar tartışılıyor, tartışmalar sonucu da bazı tabular yıkılıyor…
Bayrak bir ülkeyi temsil eder. O ülkenin simgesidir. Diğer ülkeler arasındaki yerini belirler. Kimsenin buna itirazı olamaz. Anca siz bunu ülkenin simgesi olarak değil de, ülke içindeki ayrı bir milletin simgesi olarak fiiliyata geçirip diğeri üstünde baskı unsuru olarak kullanırsanız o zaman diğerinin ona karşı tavrı da değişecektir. Kendini fiilen temsil etmeyen, kendini dışlayan bir simgeye karşı saygısı da tartışma yaratır. Tek bayrak isteği bunun somut göstergesidir.
Hem devletin içinde yaşayacaksın, hem onun kurallarına uymayacaksın, olacak iş mi? Devleti beğenmeye bilirsin? Düzeltmeye ya da değiştirmeye gücün yetiyor mu? Yetiyorsa gereğini yaparsın, yetmiyorsa içinde kurallarına bağlı kalarak alternatifini güçlendirirsin…
Demirtaş’a ‘’neden alkışladın? ’’ diye soranlar kendilerine dönüp bir baksınlar.
Bürokratsa ve bu soruyu sorabiliyorsa ‘’neden hala bu devletin hizmetinde çalışıyorum? ’’ diye sormalılar.
İşçiyse, ‘’neden ürettiklerimi kendim kullanamadığım halde, bu kapitalistlere hizmet ediyorum? ’’ diye sormalılar.
Barışçıysa, ‘’neden kendime sıkılacak kurşunu ve silahı üretiyorum, neden hala burada çalışıyorum? ’’ diye sormalılar.
Bu ülkenin ezilen ve sömürülen her bireyi ‘’cepheye gidince, savaşta, bir başka ülkenin benim gibi ezilen ve sömürülen işçisine emekçisine ezilen halkına karşı silah kullanacağım, öyleyse neden askere gidiyorum? Neden ‘’Vicdanı ret’’çi birine askerden ‘’kaçak’’ muamelesi yapıp küfür ediyor, aşağılıyorum? ’’ diye kendine sormalıdır.
Eleştirilerin ardında yatan düşünce haklıyı ve haksızı arama düşüncesi değil, normal bir sorgulama değil, kendisine şimdiye kadar benimsetilen ezberlerin, önyargıların sonucu benimsenen Kürt düşmanlığı… Ülkenin birliğine ve gelişmesine izin vermeyen asıl bu hastalık haline gelen düşüncesizlik, kalıplaşmış ve dondurulmuş düşünceler.
Hani biraz düşünseler, Civcive ‘’ yumurtadan çıkacaktın madem neden 21 gün bekledin? ’’ diye sorduklarının farkına varacaklar… ya da yeni döllenmiş yumurtanın içindeki cenini ‘’Niye hala oradasın niye çıkmıyorsun? ’’ diye suçladıklarının farkına varacaklar. Düşünce karaborsada olunca herkesin elini, ya da beynini yakıyor.
Ama bütün gelişmeler hayatın yeniden sorgulanmasını zorluyor. Ortadoğu’daki olaylar ezberleri bozuyor…
Egemen güçler, sermaye çevreleri, yönetenler kendi aralarında milliyet, renk, dil, din farkı tanımazken, ‘’Neden emekçilere, ezilen halklara, sömürülenler arasında bu ayrılıklar sürekli bileniyor? ’’ işte bunlar sorgulanıyor ve bu gün bütün farklılıklarıyla Ortadoğu’da bir ayaklanma başladı. Özyönetimler, dayanışma içinde Emperyalizme karşı direniyor. Bu mücadeleden en çok etkilenen ülkemizde de bunlar sorgulanmaya başladı ve sorgulanıyor. Ezberler bozuluyor, bozulacak.
Eninde sonunda üretenler, çalışanlar, ezilen halklar kazanacak. Sağlam temeller üzerine kurulan yeni düzeni de hiç kimse bozamayacak… Toplumlar yüzlerce yıllık uykularından uyanıyor.
Her acının sonunda, her göz yaşından yeni bir dünya düzeni damlıyor.

Mehmet Halil
Kayıt Tarihi : 28.12.2014 02:30:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mehmet Halil