Turuncu bir bahar tutup yandığımin aşkına
Dilinde acı müjdeleriyle, duldasız ortalarda kalmışlığın
Oradan,
Aklı uçuklarda gezen rüzgarlarla geçerdi, fotoromanlık kızlar da,
Poliste,
Filamingo rengine benzemek icin, ökçelerini kıra kıra birazcık esmer ispanyol
Dizgini tutamayacaktır gene oralardan
Gün;
böyle bir garipse, beyaz eşyalar gibi uzağa bakmanın
Olmakla ölmek arası bir mesafeyi
Ne kadar kamçılanırsa kamçılansın bahtı felekten saşkın
Yarın, yıllara bölünmüş nohut büyüklüğünde saf ve sadeyse
Kendi payına düşenleriyle tembihli bir yemin misali
heryer
herkesi çağıracaktır
Mor diyorsa;
Mos mor olacaktır sözünden caymayan menekşe, kara diyorsa
zifri kara,
kibritle oynayan gece
Dinlemeyecektir ne güneşi ne ayı ve degişmeyecektir de giyip donandığından
yolda gökyüzüne yerleşmek için giden bulutlar
Sonrada bana yağmur yazgılı laflar ettirecektir güz…
Tıpkı dünki gibi yile yile;
yine..
Bu vakitlerde
Seyfi Karaca……………….Eylül / 09
Seyfi KaracaKayıt Tarihi : 24.11.2009 20:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!