Baktığında başaklar açardı dostumun gözlerinde,
Bazen ise hüznün gri bulutları göz kırpardı gözlerinde,
Benim dostum hep mavi bakmalı,
Baktığında masmavi, engin okyanuslar akmalı,
Kâküllerinde kır kokuları esmeli,
Dostum gerektiğinde çoban olmalı,
Yüreğimin kırlarında koyunları otlatmalı,
Bir ayak sesi duymayayım
Kapıya koşuyorum
Gelen sen misin diye
Bir siyah saç görmeyeyim
Yüreğim burkuluyor
Ağlamaklı oluyorum
Devamını Oku
Kapıya koşuyorum
Gelen sen misin diye
Bir siyah saç görmeyeyim
Yüreğim burkuluyor
Ağlamaklı oluyorum
FAZLASI FAZLA…
Güne getirilen şiir / yazı (mensur şiir diyelim) vesilesiyle şaireyi kutluyorum.
Şiir hakkında değerli Necip Beyler söylenmesi gerektiği kadarını bir misalle anlatmışlar.
Ben ayrıca muhtevasına girmeyeceğim.
Kısaca “dostum” denildiğinde, Filiz Hanım aklına gelen kıstaslarını yazmışlar. Ehh, iyi de etmişler.
Lakin ben biraz takıntılıyım galiba. Bu aralar hep bir şeylere takılıyorum.
Diyeceğim ki:
Madem “DOSTUM” diyorsunuz, o halde “DOSTUM” dediğinizde, bu yazdıklarınızı neden arıyorsunuz?
Zaten “dostunuz” olmuşsa, sizin ifadenizle “biz” olunmuşsa bu yazdıklarınız var demektir.
Sadece “DOST” denilseydi belki daha isabetli olurdu. Genel bir ifade…
…
Yine Necip Bey, Orhan Veli’den bir şiir almışlar, hatıralarını da yâd ederek.
Bence çok isabetli olmuş.
Haa bu arada aklıma değerli Hasan Beyler (Sinyalî) geldiler. Hayret, şiir hakkında yazmamışlar. Bakındım ama belki de ben göremedim. Hemen kelime indeksine girmiştirler, diye beklemiştim.
Bu sefer ona bırakmadan ben yazayım dedim.
Latife efendim…
Değerli üstatlardan Orhan Veli’nin kısacık “Galata Köprüsü” şiirinde tam 11 (ON BİR) adet “KİMİNİZ” kelimesi kullanılmış.
Ne âlâ!..
…
Filiz Hanımın “Dost” başlıklı şiirinde;
13 (ON ÜÇ) adet “DOST” (dostum, dostumun dâhil)
20 (YİRMİ) adet “OLMALI (olup, olmalı ki, olmamalı dâhil)
“ – MALI, - MELİ” ekleri, işlenen konu gereği belki de, hemen hemen şiirin tamamında kullanılmış.
Eğer bu ses tekrarları yerinde ve doğru kullanılmaz ve okunmazsa, vurguları isabetli olmazsa dinleyeni yorar. Doğru okunursa ahenk oluşturabilir.
Tabii bu kadar fazla tekrar olmamak şartıyla.
Dostlara saygı ve selamlarımla…
Hikmet Çiftçi
28 Haziran 2020
TEBRİKLER Şiir Yürekli Dost
• Şiir ile manzume arasında ince bir çizgi vardır. Her uyaklı, sanatlı mısra düzeniyle yazılan eser elbette şiir değildir. .Ancak her şiir bir manzumedir...
Okuduğumuz ya da yazdığımız eser ne zaman şiir adını alır? Etkileme gücüne göre…Manzumeyi okuduk-hatta tek okuyuşla manzumenin şiir olup olmadığı anlaşılmaz- anlatılanlar bilhassa biz de çağrışımlar uyandırıyor, önce yüreğimizde sonra aklımızda,ruhumuzda etkiler uyandırabiliyorsa o eser bizim şiirimizdir.
Bunu bir anımla anlatayım. Türkçe öğretmenleri veya edebiyat dersi öğretmenleri sınıfta yeni bir metni incelemeye başladıklarında önce eserin iyi anlaşılması ve doğru seslendirilmesi için örnek okuma yaparlar.Ben de bilhassa mesleğimin ilk yıllarında bu görevi iyi bir şekilde yerine getirebilmek için işlenecek metni bir gün önce muhakkak gözden geçirir, metni birkaç kez okur, günlük hayat ile, bilhassa öğrencilerin kişiliklerinde, milli benliklerinde, insanî yönlerinde ortaya çıkaracağı olumlu davranış özelliklerini belirler, sorular hazırlar ve sınıfa öyle girerdim.
O gün İşlenecek metin: Aşağıdaki Orhan Veli’nin “Galata Köprüsü” şiiriydi.
Galata Köprüsü
Dikilir köprü üzerine,
Keyifle seyrederim hepinizi.
Kiminiz kürek çeker, suya suya ;
Kiminiz midye çıkarır dubalardan;
Kiminiz dümen tutar mavnalarda;
Kiminiz çımacıdır halat başında;
Kiminiz kuştur, uçar, şairane;
Kiminiz balıktır, pırıl pırıl;
Kiminiz vapur, kiminiz şamandıra;
Kiminiz bulut, havalarda;
Kiminiz çatanadır, kırdığı gibi bacayı,
Şıp diye geçer köprünün altından;
Kiminiz düdüktür, öter;
Kiminiz dumandır, tüter;
Ama hepiniz, hepiniz...
Hepiniz geçim derdinde.
Bir ben miyim keyif ehli içinizde?
Bakmayın, gün olur, ben de
Bir şiir söylerim belki sizlere dair;
Elime üç beş kuruş geçer;
Karnım doyar benim de.
On iki Eylül Sıkı yönetim yıllarındaydı.Sınıfın kapısı açıktı ama sınıfta her günkü canlılık yoktu.
Ben girince öğrenciler ayağa kalktılar.Oturmalarını söyledim.Masamda oturan yaşını başını almış, üstü başı temiz, yeni tıraş olmuş, boynu kravatlı bir beyi fark ettim. Bir veli olduğunu düşündüm. Bakanlık müfettişi olarak kendini tanıttı. Ve en arkaya geçerek dersi takip etmeye başladı. Ben o gün derse motive sağlamak bakımından “Anne ve babalarının ne iş yaptıklarını sorup birkaç öğrenciyi konuşturdum.
Okuyacağım şiirde insanların nerede çalıştıklarını, hangi işleri yaptıkları üzerinde de konuşacağımızı, meslek seçimi üzerinde de duracağımızı söyleyip örnek okuma yapacağımı, benim okuyuşuma dikkat ederlerse şiiri daha doğru seslendireceklerini söyleyerek örnek okumamı yaptım.Örnek okuma bitti.
Müfettiş Bey, bir kere daha okumamı istedi. Acaba hangi sözcüğü yanlış telaffuz ettim ya da nereyi atladım ki diye çekince ve tereddütler içinde şiiri bir kere daha ama daha dikkatli okudum.
Müfettiş bey ders bitiminde beni müdür yardımcısının odasına davet edip de orada beni taltif edince öğrendim. Şimdiye kadar bu eseri pek çok öğretmenin ağzından dinlediğini ama benim okuyuşumdaki bilhassa tonlamada ortaya çıkan işini severek yapan o canlı insan tasvirlerini hiç fark ettirilmediğini, bu eserin güzel bir şiir olduğunun kendisinin de henüz farkına vardığını söyleyip onurlandırdığında anladım.
Yukarıdaki bölümü kendimi methetmek için anlatmadım, eminim ki beni lisede Nedim’den ya da Fuzuli’den bir şiir okurken dinleseydi bu müfettiş bey, erbabınca muhteşem görülen o şiirleri nasıl berbat ettiğimi de söylerdi…
Demem o ki anlayıp sevdiğimiz manzumeler bizim şiirimizdir. Bu esere birileri manzume diyebilir, bak şiirdeki sanatları pek çoğu okuduğumuz, duyduğumuz sanatlar, söyleyişler. Mısralar çok uzun tutulmuş… Olabilir efendim.
Ancak benim için güzel bir şiir.. Çünkü şiir dili var. Çünkü etkileyici…
Demek ki şiir göreceli bir kavram…
"ŞÜPHESİZ Kİ MÜ'MİNLER ANCAK KARDEŞTİRLER!" -Ayet-i kerime meali-
"EY İNSANLAR! BENİM DE SİZİN DE DÜŞMANINIZ OLAN ŞEYTANI VE ONUN AVENESİNİ DOSTLAR EDİNMEYİN...!" -Ayet-i kerime meali-
"EY MÜ'MİNLER! YAHUDİLERİ VE HRİSTİYANLARI DOST EDİNMEYİN! ONLAR SİZLERİN DOSTLARINIZ DEĞİL ANCAK BİRBİRLERİNİN DOSTLARIDIRLAR! ONLARIN GAYESİ SİZİ İMANDAN SONRA TEKRAR KÜFRE-İNKARA, KAFİRLİĞE- DÖNDÜRMEKTİR!"
"EL- HUBBU LİLLAH VEL-BUĞZU FİLLAH! -SEVMEK VE BUĞZ ETMEK ALLAH İÇİN OLMALIDIR!-" -Kaide-i kudsiye-
"ALLAH İÇİN BAŞLAYINIZ, ALLAH İÇİN İŞLEYİNİZ, ALLAH İÇİN SEVİNİZ, ALLAH İÇİN BUĞZ EDİNİZ ALLAH İÇİN VERİP VE ALLAH İÇİN ALINIZ Kİ ŞU FANİ DÜNYADAKİ ÖMRÜNÜZÜN DAKİKALARI BAKİ ALEMDE SENELER HÜKMÜNE GEÇSİN!" -Vecize-
"DOST İSTERSEN, ALLAH YETER!"
"YARAN İSTERSEN, KUR'AN YETER!"
"MAL İSTERSEN KANAAT YETER!"
"DÜŞMAN İSTERSEN, ALLAH'IN DÜŞMANLARI OLAN CİNNİ VE İNSİ ŞEYTANLAR VE ONLARIN DOSTLARI OLAN KAFİRLER, MÜŞRİKLER, FASIKLAR VE FACİRLER VE DE NEFİS YETER!"
"NASİHAT İSTERSEN, KUR'ANDAKİ VE SAHİH HADİSLERDEKİ NASİHATLER VE DE ÖLÜM YETER!"
EĞER BANA BÜTÜN BUNLAR YETMEZ DİYORSAN, O ZAMAN SANA ALLAH'IN DÜNYEVİ VE UHREVİ GAZABI VE DE AZABI YETER!
Herkese hayırlı çalışmalar.
Çok çok güzel anlatılan bir manzum yazı örneği.Gerçek duygular güzelliğinde toplumun bireylerini insanlığa davet!çok güzel önerilerle yazılan onur verici bir serbest yazı.şiir olarak değil de manzum yazı olarak müspet çalışmalarınızdan dolayı kutluyorum. selam size.
İnsanlığa bir öğüt birliği beraberliği sevgiyi saygıyı öğreten
anlamlı bir şiir ben beğendim
gönlünüze kalminize sağlık
Teşekkür ederim Hüsamettin bey.
Diline saglık
beğeni ile okudum
Bu şiir ile ilgili 8 tane yorum bulunmakta