İlkbahar; Boğaziçi’nde …
Renk ve mevsim tarifenizin en solundaki kış kara’sı önce dip dalgalı laciverde döner kendiliğinden. Eğer içinizden geçer de dip dalgalı lacivert arasına yosun yeşili ve bol saçaklı fırça darbeleri atarsanız belki ebru sanatının en incelikli doğal figürlerini de yakalamış olursunuz. Sonra da üzerine bir parça gök mavisi bulut düşürüp aralarına üç-beş damla erguvan pembesi döküverirseniz bilin ki İstanbul’a da baharı getirdiniz demektir. Siz şimdi; biraz yeşil, çokça güney nefesli serin rüzgar eşliğinde ve bir karşı kıyıda bir bu yakada kuğu boyunlu zarafeti ile gelinlik elbisesi içinde dolaşıp duran Şirket-i Hayriye’nin son torunlarından birisinin aile albümündesinizdir artık. Emirgan ’da çayınızı da yudumlasanız, Kanlıca ’da yoğurdunuzu da kaşıklasanız ve hatta sevgilinizin elini avuçlarınızın içinde biraz daha terletseniz de ….. Seni seviyorum fısıltıları fırından taze çıkmayı bekleyen sabah simidine duyulan açlık taşır nefeslerde, bir başkadır yani.
Kendi baharımızı yaratıp, yaşattığımız günlerden:
Bağdat’ta bomba yüklü bir araç günün alışverişe en uygun saatinde bir Pazar yerine doğru pimi çekilmiş hızla yol almaktadır. Pazar yeri kalabalığını anneler ve ellerinden kaybolmamaları için sıkı sıkıya tutulan çocuklar oluşturmaktadır. Çocukların elleri terlemektedir annelerinin avuçlarının içinde. Ve Kafkasya’da okul sıralarının aralarına minicik kalplere akacak damar bulamayan kanlar dolmaktadır. Bahar gerçek sahiplerinden çok uzaklara düşmektedir.
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
yazdığınız yazının içinde ilkbaharı, yaz ayını, sobaharı ve nihayet kış ayını aynı anda yaşayabilmenin tadını aldım. Ben her bahar açık olurum. aşkımı yazda o sıcak altında ter kokuları yada parfüm kokuları altında doyasıya yaşarım. hazan mevsimi ile başlar bir durgunluk, ilkbaharın ve yazın koşturmacası bdebi ve ruhu biraz yormuş va dinlenmeye doğru yol almaya başlamıştır. ve kış ayında ise tam bir dinlenme yada içe kapanış mı başlar onu bilmiyorum.
Kutluyorum kaleminizi ve yüreğinizi. Saygılarımla
kurgusu iyi ayarlanmış bir intiharın anatomisi...okunmaya değerdi...
Merhaba şair dostum,Bahar gerçek
sahiplerinden çok uzaklara düşmekte tabi ki
bizleride ziyadesi ile üzmekte,
Bizim buralarda tahta çubukların yeşermesiyle
Bilinirdi iklimler,
Lakin şimdilerde, metal çubukların kızarmasıyla
Gerçekleşiyor ölümler.
Sevgi ve saygılarımla.mustafa-sufist_05
Peşpeşe gözümüzün önünden geçen, renklerin gitgide kaybolduğu, bu kayboluşun ruhumuza yansıttığı karanlık...Gitgide saran susuzluk ve havasızlık hissi...Artan, arttıkça ruhumuzu karanlık bir gelecekte hızla içine çeken bir girdap...Yazık böyle olmamalıydı.
Çocukken karanlıklardan kaçardık, korkardık. Işığı yaktırır rahatlardık önümüzü görünce.Şimdi önümüzü göremeden bir meçhule gidiyor adımlarımız.Suya, havaya hasret dilimiz, damağımız gibi, ruhumuz da susuz... Çocuklarımız karanlıktan korkup bizlere sığınınca onları o güzel ışığa çıkarabilecek miyiz acaba? İş işten geçmeden...
Duyarlı yüreğiniz sağolsun. Selâmlar...
(Yine hazan mevsimi) şarkısının güftesinde, (Gelecek belki de), değil,(Geleceksin belki de) olacak. Bazı yerlerde bu sözlerin yanlış yazıldığını ben de gördüm. Tekrar selamlar...
Ekolojinin şiirsel değerlendirmesi.
Dört mevsim adreslendirilmiş. Sonbaharın eski şarkılara verilmesi yerinde.
Sizi okumak herzamanki gibi güzeldi sayın Çeştepe...Ben bugün kışı gördüm...İki dirhem bir çekirdek İran,Arabistan modasına uygun kıyafetleri ile giyinmiş kadınların toplandığı,gelin kızın arkasına bir yeşil Çuha üzerinde arapça yazılar asılı önünde kürsüde elinde mikrofon üzerindeki örtüden daha kara yüreği ve dili ile Fransız modasında giyiniyorsunuz diye laf söyleyen,çocuklarınıza bilmem nasıl isim koymazsanız meydanda kalacaklar dedikçe aval aval kafa sallayan o insanları ve onu dinleyenler...Ülkemizin üzerine usul usul yerleşen kara kışı gördüm...Başka kışa,sonbahara ihtiyacımız yok ki bizim...Kim olduğumuzu bilmiyoruz daha...
İnsanoğlu doğaya yaptıklarından dolayı, bir gün
(Utançtan kızaran' Erguvanlar kadar) duyarlı olabilir mi ?
Şiirimsi bir bir deneme olmuş:-)
Yazı çok güzel ancak anlattıkları ne yazık ki kış karası :-(
Duyarlılığınız için kutluyorum.
Selamlar
Gül
Güzel anlatmışsınız dört mevsimi Tebrik ederim
farkli toplumsal kesimlerin, bakis acilarinin pencerelerinden dört mevsimin tüm renkleriyle bezenmis güzel carpici siirsel bir dille yazilmis bir düz yazi... ayni zamanda da düsündürücü... duyarli düsüncelerinize, yüreginize ve de kaleminize saglik... sevgiler
Tükettiklerimize gerektiği gibi sahip çıkabilsek... Kıssadan hisse mi desem..... Her şeye rağmen böylesine duyarlı yüreklerin varlığı sevindirici... Sizi ve yüreğinizi kutluyorum sevgili kardeşim... Selam, sevgi ve saygılarımla...
Bu şiir ile ilgili 20 tane yorum bulunmakta