Dört mevsim intihar - düz yazı

Cevat Çeştepe
1210

ŞİİR


147

TAKİPÇİ

Dört mevsim intihar - düz yazı

İlkbahar; Boğaziçi’nde …

Renk ve mevsim tarifenizin en solundaki kış kara’sı önce dip dalgalı laciverde döner kendiliğinden. Eğer içinizden geçer de dip dalgalı lacivert arasına yosun yeşili ve bol saçaklı fırça darbeleri atarsanız belki ebru sanatının en incelikli doğal figürlerini de yakalamış olursunuz. Sonra da üzerine bir parça gök mavisi bulut düşürüp aralarına üç-beş damla erguvan pembesi döküverirseniz bilin ki İstanbul’a da baharı getirdiniz demektir. Siz şimdi; biraz yeşil, çokça güney nefesli serin rüzgar eşliğinde ve bir karşı kıyıda bir bu yakada kuğu boyunlu zarafeti ile gelinlik elbisesi içinde dolaşıp duran Şirket-i Hayriye’nin son torunlarından birisinin aile albümündesinizdir artık. Emirgan ’da çayınızı da yudumlasanız, Kanlıca ’da yoğurdunuzu da kaşıklasanız ve hatta sevgilinizin elini avuçlarınızın içinde biraz daha terletseniz de ….. Seni seviyorum fısıltıları fırından taze çıkmayı bekleyen sabah simidine duyulan açlık taşır nefeslerde, bir başkadır yani.

Kendi baharımızı yaratıp, yaşattığımız günlerden:

Bağdat’ta bomba yüklü bir araç günün alışverişe en uygun saatinde bir Pazar yerine doğru pimi çekilmiş hızla yol almaktadır. Pazar yeri kalabalığını anneler ve ellerinden kaybolmamaları için sıkı sıkıya tutulan çocuklar oluşturmaktadır. Çocukların elleri terlemektedir annelerinin avuçlarının içinde. Ve Kafkasya’da okul sıralarının aralarına minicik kalplere akacak damar bulamayan kanlar dolmaktadır. Bahar gerçek sahiplerinden çok uzaklara düşmektedir.

Yaz; Konya ovasında …

Bu seneki kadar böylesine çatlamamıştı toprak. Bir başka hasret vardı çekilen. Anlatılamıyordu da anlaşılamadığı gibi. Renk ve mevsim tarifelerinde tek renk kuraklıktı. Sarıydı, sarı sıcaktı, kırmızı gibiydi biraz boz kahverengiyi de andırıyordu. Gölgeli ve ıslak mavilik ise hiç yoktu. Çocuklarımızın ayakları sıkışıyordu ekini boy vermemiş tarlalarda yürürlerken yanımız sıra, toprağın çatlağına. Çocuklar, canlarının acıdığının farkına varsalar ağlayacaklardı. Babalar; başlarına sarıp sarmaladıkları ıslak mendilin üzerine geçirdikleri kasketlerine saklıyorlardı yaşlı gözlerini. Nasılsa gözyaşları damlasa da toprağın üzerine, çatlaklar arasında kaybolup gidecekti. Analar; yaklaşan doğum sancısının üzerine konmuş akbabaları kovalıyorlardı elleriyle. Ve gökyüzünde bir kağıttan kayık uçuyordu. Acemi ve deniz suyunun tuzunda elini ıslatamamış bir çocuksu tersanede üretilmiş kağıttan kayık. Yüzsün diye bir zamanlar ayaklarının altında çalkalanan göle salınan.

Kağıttan kayığın üzerinde yazanlardan:

Kadın erkeği heyecanla çekti çırılçıplak yattığı yatağın üzerine. Gel hadi dedi dayanamıyorum …. Erkek sarıldı kadının çıplak bedenine, canım benim, sevgilim … Kadın birden yüzünü ekşiterek kenara çekti kendini. Öff dedi doğru söyle bana, kaç kere duş yaptın bugün, çok fena kokuyorsun … Erkek bozulur gibi oldu bu tepkiye. On kere bile yapsam ne değişecek ki diyerek biraz kırgın, biraz da utanarak doğruldu kadının yanından. Ve devam etti; klimalar en son ayarda, onun bile faydası yok görüyorsun ….. Haklısın sevgilim dedi kadın gülerek, hadi o zaman biraz parfüm sık, bir şeyler yap, boşuna mı aldık onları Paris’ten. Haklısın dedi adam, banyoya doğru yürüdü…. Konya ovasında bir göl damlacığının üzerinden kalkan son buharlar kağıttan bir kayığı da alıp götürüyorlardı gökyüzüne …

Sonbahar; eski şarkılarda …

“Yine hazan mevsimi geldi/ Yine yapraklar rüzgarların peşi sıra gidecek/Yine deli gönlüm, yine bu mevsimde hicranımı yalnız başına çekecek / Geleceksin belki de o zaman / Ne o yapraklar, ne o rüzgar ve ne o ben olacağım ….”Hanım hadi ver bir duble daha, efkarlandım iyice. Kadın ellerini dizlerine bastırarak doğruldu yerinden. İç ama fırlamasın tansiyonun gene, biliyorsun ne bir doktor var gideceğimiz ne de…..

Kış; geldiği zaman ….

Renk ve mevsim tarifemizin en solunda kış karası, başka bir renk yok …

Cevat Çeştepe
Kayıt Tarihi : 22.6.2007 12:09:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Hikayesi içinde saklı değil mi? Baharı karşıladık ne güzel, yaz geldi, daha da güzel ama sonbahar kapıda ve ardından kış gelecek. Hemde tek ve bir daha asla değişmeyecek rengi ile....

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Türkan Ay Dinçer
    Türkan Ay Dinçer

    yazdığınız yazının içinde ilkbaharı, yaz ayını, sobaharı ve nihayet kış ayını aynı anda yaşayabilmenin tadını aldım. Ben her bahar açık olurum. aşkımı yazda o sıcak altında ter kokuları yada parfüm kokuları altında doyasıya yaşarım. hazan mevsimi ile başlar bir durgunluk, ilkbaharın ve yazın koşturmacası bdebi ve ruhu biraz yormuş va dinlenmeye doğru yol almaya başlamıştır. ve kış ayında ise tam bir dinlenme yada içe kapanış mı başlar onu bilmiyorum.

    Kutluyorum kaleminizi ve yüreğinizi. Saygılarımla

    Cevap Yaz
  • Nazlıhan Hasköylü
    Nazlıhan Hasköylü

    kurgusu iyi ayarlanmış bir intiharın anatomisi...okunmaya değerdi...

    Cevap Yaz
  • Mustafa Nuri İnanç
    Mustafa Nuri İnanç

    Merhaba şair dostum,Bahar gerçek
    sahiplerinden çok uzaklara düşmekte tabi ki
    bizleride ziyadesi ile üzmekte,
    Bizim buralarda tahta çubukların yeşermesiyle
    Bilinirdi iklimler,
    Lakin şimdilerde, metal çubukların kızarmasıyla
    Gerçekleşiyor ölümler.
    Sevgi ve saygılarımla.mustafa-sufist_05

    Cevap Yaz
  • Halenur Kor
    Halenur Kor

    Peşpeşe gözümüzün önünden geçen, renklerin gitgide kaybolduğu, bu kayboluşun ruhumuza yansıttığı karanlık...Gitgide saran susuzluk ve havasızlık hissi...Artan, arttıkça ruhumuzu karanlık bir gelecekte hızla içine çeken bir girdap...Yazık böyle olmamalıydı.
    Çocukken karanlıklardan kaçardık, korkardık. Işığı yaktırır rahatlardık önümüzü görünce.Şimdi önümüzü göremeden bir meçhule gidiyor adımlarımız.Suya, havaya hasret dilimiz, damağımız gibi, ruhumuz da susuz... Çocuklarımız karanlıktan korkup bizlere sığınınca onları o güzel ışığa çıkarabilecek miyiz acaba? İş işten geçmeden...
    Duyarlı yüreğiniz sağolsun. Selâmlar...

    (Yine hazan mevsimi) şarkısının güftesinde, (Gelecek belki de), değil,(Geleceksin belki de) olacak. Bazı yerlerde bu sözlerin yanlış yazıldığını ben de gördüm. Tekrar selamlar...

    Cevap Yaz
  • Ramazan Topoğlu
    Ramazan Topoğlu

    Ekolojinin şiirsel değerlendirmesi.
    Dört mevsim adreslendirilmiş. Sonbaharın eski şarkılara verilmesi yerinde.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (20)

Cevat Çeştepe