Gece sırnaşık bir kedi gibi
Dolanıyor ayaklarıma
Dört kişi ateşin başında
Adlarını ve adreslerini bilmediğim
Dört kişi yalnızlıklarını yakıp ısınmakta
İlki, iri yarı görünüşünün ardında
Bir çocuğun kalbini taşıyan saf bir adam
Hiçbir düşüncesi olmamış bu güne kadar
Dünyaya ve insanoğlunun kurtuluşuna dair.
Aklında daha görmediği üç aylık oğlu
Dilinde çok eski bir türkü
Bir taş plağın buğulu tınısından armağan kalan
“gözlerimde kanlı yaşlar”
“Dört kişi ateşin başında
Dört kişi bu gece
Büyük hasretlerini yakıp ısınmakta”
İkincisi,
Sarı benizli, zayıf bir adam
Dudaklarının ucunda
Sırrını dumanının ardına sakladığı
Tek nefesi kalmış sigarası,
Topallayan bacağında
Kendiyle bir başına kaldığı gecenin acı hatırası
“Dört kişi ateşin başında
Dört kişi bu gece
Kimsesizliklerini yakıp ısınmakta”
Üçüncüsü,
Yarım asırlık ömrüne
Binlerce yılın öyküsünü sığdırmış
Bilge bir adam.
Görüp gezmediği hiçbir şehri kalmamış memleketin
Ve şahit olmadığı hiçbir acı
Aşık olmuş bir kez ölesiye
Sevilmemiş ama.
Beyninde hiçbir zaman çözemediği bir soru:
Hayat neden en çok güzel çocuklarını kanatır?
“Dört kişi ateşin başında
Dört kişi bu gece
Yaşanmamışlıklarını yakıp ısınmakta.
Sonuncusu
Her duyguyu iki kere yaşayan
Genç ve heyecanlı bir adam
Ne kör karanlık zindanlarda yatmış kısa ömründe
Ne de beklemiş iğrenç ıslığını
Ense köküne inecek olan bir sopanın
Ama hissetmiş acısını yüreğinde
Dünyanın öbür ucunda denize düşen bir gül yaprağının...
Bakın diyor gözlerime
Bakın gözlerim ne diyor;
“bir gün
ama bir gün mutlaka”
Ay ışığı sızıyor
Parmaklarımın arasından
Dört kişi kayan yıldızlar gibi
Akıp geçiyor otobüsün penceresinden
“Dört kişi ateşin başında
Dört kişi bu gece büyük sırlarını yakıp ısınmakta...”
2005
www.melihcoskun.com
Melih CoşkunKayıt Tarihi : 25.2.2006 00:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Dolanıyor ayaklarıma
Dört kişi ateşin başında
Adlarını ve adreslerini bilmediğim
Dört kişi yalnızlıklarını yakıp ısınmakta
TÜM YORUMLAR (2)