Ne bahar anlatır güle derdini
Ne de mevsimler anlar geçtiğini
Bahar dilden dil bülbülden bi haber
Gönül olmak ister dostla beraber
O dosttur ki en sevilen kişidir
..
Dediler ki bugün doğum günüymüş
Doğum Günün Kutlu Olsun? ...
Bugün onun için mutlu günüymüş,
Doğum Günün Kutlu Olsun? ...
Bir demet çiçekle geldim yanına
Yakışır mı bilmem senin şanına
..
Annem dün gece hep ugrastim seninle
kiziyorsun bana sanki cocugum büyüdüm anne
bir sitem ediyorsun hep ihmal ediyorum seni
sus diyorsun azarliyorsun sucluymusum gibi
beni sevdigini söylüyorsun sanki berabersin
hangi sevgi kandirdin beni geliyorum dedin
kahvaltiya kucagim da uctun hala dönmedin
..
Eski Kafa
Nesil çatışmasının farklı pek çok nedeni var! Genelde yeni nesil, eski neslin tutucu olmasından; eski nesil ise yeni neslin geleneksel ahlak kurallarını benimsemeyişinden şikayet eder! Ne eski nesil kendi gençliğinde yeni nesilden daha ahlaklı idi, ne de yeni nesil eski nesilden daha tecrübeli değildir! Eski neslin silahı, kendi gençliğindeki halini görmezden gelip “Ahlak” üzerinden (bel altı vuruş) gençlere vurmaktır! Yeni neslin silahı ise eski neslin yaşadığı güçlükleri göz ardı etmesidir! Yani eskiler kendi gençliklerinde neler yaptıklarını anlattığında bazı hayrette kalıyorum. Şimdiki gençler onlara nazaran çok terbiyeli görünür! Yeni neslin göz ardı ettiği de şudur; eski nesil çok sıkıntılı dönemlerden geçti, baskılar zulümler gördü; daha eskiler savaşlar yaşadı! Refah seviyesi genel olarak düşük idi.
Yeni icatları da unutmayalım. Hani şu bir dizide seyyar satıcı var; her şeyi ben buldum diye ortaya çıkan! “Her icadı bizim kutsal saydığımız kişiler buldu! ” diyen klasik “Orta Doğu” söylemi vardır. Her şeyi onlar bulmuştur ama ne gariptir ki hiçbir şeyi yapmamıştır! Avrupalılardan hazır almışlar, o konu da ayrı komedi; şimdilik kalsın… Yeni neslin işini kolaylaştıracak pek çok teknolojik gelişim var! En önemlisi haberleşme alanında olanlar! Hayatı kolaylaştıran ev aletleri de var elbet. Gıdadan giyime ve otomobile kadar hepsi ayrı ayrı nimet! Eskiden ısınmak için soba yakılırdı şimdi bir düğme çevriliyor! Yani yeni neslin işleri görünürde daha kolay!
Sosyolojik açıdan, eski neslin isteklerine bakalım; iki unsur ön planda, biri ibadethane diğeri hastane! İkisi tamamsa işlem tamam! Nasılsa fiili olarak üretecek güçten düşmüş, kendini ahrete yakın hissettiği için ibadethanelerde Cennet kovalamaya başlamıştır! Eğer kurnazca konuşturursanız gençliğinde ne naneler yediğini anlatır ama yine de kendi gençliğindeki yaptıklarını yeni nesle hak olarak görmez! Bencilleşmiştir ve anlayışı azalmıştır. İki yapıya önem verir ibadethane ve hastane. Birinde ruhunu arındırır, diğerinde bedenini tedavi eder! Zaten başka ideali de yok genel olarak diyorum. Bu nedenle bu iki yapı üzerinden çok kolay elde edilirler!
..
DOĞUM GÜNÜ
Yeniden doğmaya çalışıyorsan
Mutluluk görmeye alışıyorsan
Anılar içine karışıyorsan
Doğum günün kutlu olsun bebeğim.
..
Sevgi ve mutluluk sensin uğurcan
Kirlenmiş dünyanın kirinden uzak
Sevgi ve mutluluk sensin uğurcan
Dersimiz sevgidir sevgiyle yazak
Sevgi ve mutluluk sensin uğurcan
..
YENİ PAGANİZM
Paganizm ölmedi, paganizm hala yaşıyor. Çağdaş paganizm gündelik hayatın içine gizlenmiş durumda bu yüzden kimse fark etmiyor bunu. Bu yüzden de ruhumuzun d erinliklerine yerleşiyor, toplumları ele geçirip kuşattığı gibi fertleri de derinden derine ele geçiriyor.
Bu gün sabah erkenden kalktığımızda karşımıza çıkan ilk kişiye günaydın deyişimiz pagan dünyasının ilk selamlaşmasını oluşturuyor. İslam düşünce ve yaşantısının alternatifi olarak yerleşen bu tür paganist uygulamalar hayatımızın her yanına uzanıyor, bin bir kollu bir ahtapot gibi dünyamızı kuşatıp yavaş yavaş somurup yok ediyor.
Okullarda sabah antlarının çıkışı modern paganizmin ilk uç vermesi, amentüsüdür. Hatta bu gün marşla haftaya başlama ve marşla haftayı bitirme törenleri pagan tören değil de nedir? Kentlerin tüm meydanlarını kuşatan, adım başı korkunç bir heyula gibi insanların üzerine abanan heykellerin, okulların en mutena yerlerine konulan adeta bir tapınma köşesi haline getirilen büstlerin pagan uygarlıklardan kalma olduğunu, bu pagan dinin bir versiyonu olan günümüz paganlığının ibadet yerleri olduğunu kim inkar edebilir.
..
Yolun ortasında durmuş
Orta boylu bel otuz beş
Saçları gerdana vurmuş
Zülfündeki tel otuz beş
Kaldırıp baktı başını
Kalem sandım ben kaşını
..
Mustafa'ya...
...................................................
Çok zaman geçti yaşantılar üstünden, belki haklısın ben geçip gitmedim hiçbir şeyden. Gidemedim sadece, ötesi boş ötesi canımı acıtan söylemler. Güçlü durmaya çalıştım ve inandığım bir aşkı yaşattım içimde. Ne kaldı diyeceksin belki elinde. Ben kaldım, kocaman bir aşk kaldı yaşadığım sürece şükranla anacağım. Ve belki de en önemlisi dostluklarım kaldı geriye. Sen kaldın arkadaşım. Canımı acıtan yerleri sıyırıp temize çektiğimde, karşına geçip yaşadıklarımı anlatabileceğim dostluğun kaldı bıraktığım yerde. Bıçak kemiğe dayanır gün olur, çok sevsen de kalamazsın sevginin içinde. Aşkı bırakırsın geride ve dediğin gibi arkadaşım biriktirdiğin insanlar vardır işte hayatım dediğin yerde.
Dönüp bakıyorum şimdi geçmiş günlere, ne çok yük taşımayı denemişim aşk içinde. Yorulmuşum arkadaşım. Soluğumun yaşamama dair olduğunu bile unutacak kadar nefesimi tutmuşum. Kendimi acıtmışım gün olmuş, aşk nesnem acıtmış bazen, ama sen de acıtmışsın arkadaşım. Göz yaşıma dahil olduğun zamanları saydım da, seni temize çekmek aşkımı çekmekten daha zor oldu. Öfkelendim, öfkem iyi niyetine yenildi her seferinde. İç hesaplaşmam zaman istedi ardından. Sessiz bir kaçış içinde uzak durdum hayatından. Söyleyecek söz bilemedim de ondan.
..
Deniz kızımmmm.....
Şair ruhlu,
Altın kalpli,
Melek kızımmmm...
MUTLU YILLAR SANA...
Bugün sevgilerimi,
..
Umutsuzluğun
Kara sislerini
Yok eden
Mor gökyüzünün yıldızları
Bakışlarımın manasını büyüten
Ve de
Aşkın doğum günü olan
..
Gelmiş
Sevdiğim cananım gönül sultanım
Sevda kitabını okumuş gelmiş
Hasretle özlemle inlerken canım
Aşkın ateşinde kor olmuş gelmiş
..
Soğuk ve karlı bir Ankara akşamında güzel bir doğum günü yemeğine davetliyim.Kalabalık bir grup olacağız.Bir çoğunu o akşam tanımanın verdiği heyecansa diz boyu.Ama biliyorum,eğlenceli ve güzel bir yemek olacak.Çok sevdiğim kuzenlerim eşleriyle birlikte ve şıkır şıkırız.Daha ne olsun ki?
Gittiğimiz mekan çok güzel,canlı müzik de var.Tanışma merasimi sıcak ve samimi.Ortam harika…
Böyleydi hissettiklerim.Taki bir erkek ve beş bayandan oluşan bir grup gelene kadar.Kapı
dan içeri girdikleri andan itibaren dikkatleri üzerlerine çekmişlerdi.Karşımdaki masaya oturdular.
Yemekleri ve içkileri geldi.İçlerindeki bir bayan,siyah tek omuzlu bir elbise giymişdi.Dağınık kömür karası saçları,akça pakça teniyle çok hoş görünüyordu.Diğerleri ona nazaran daha günlük şeyler giymişti ve bakımsızlardı.Belliydi hallerinden,hani şu o kadınlardandılar.Bir iki duble çakırkeyf olmalarına yetmişti.Şen kahkahalar yükseliyordu masalarından.Yanlarındaki adam hepsini dansa kaldırmış,aynı neşe ve ilgiyle dansetmişti onlarla.Siyahlı kadın müziğinde kıvraklığıyla coşmuş,kendini piste atmıştı.Son derece farklı yada şuh denebilicek şekilde raksediyordu.Mekandaki diğer bir çok kadın huzursuz,eşlerinin tepkisini göz takibinde tutuyordu.
Bizim masadaki bir bayan,PAVYON GÜLLERİ dedi kadınlara.Nedendir bilmem,gözümü alamıyordum onlardan.Belki hayatlarını merak ediyordum.Kendi hallerinde eğleniyorlardı işte.
İçkinin dozu arttıkça bizim masadakilerinde neşesi katlanarak çoğalıyordu.Hani nerdeyse PAVYON GÜLLERİNDEN beter olmuşlardı.Karşı masadaysa içki artıkça, masayı sessizlik kaplıyordu.Sadece adamın sırıtan yüzü vardı karşımda.Gülen,şuh kahkahalar atan kadınlar bir hüzün elbisesi giydiler sanki.Bense kaçamak bakışlarla onları takip ediyordum hala.Hele Orhan babanın BATSIN BU DÜNYA şarkısına eşlik etmeleri beni yıktı resmen.Bir yudum aslan sütü içip,sadece dudak kıpırtıları havada soğuk soğuk esiyordu.Sessiz ama çok sesli bir çığlık vardı içeride.AĞLATIPDA GÜLENE YAZIKLAR OLSUN derken sadece birbirlerinin gözüne bakıyorlardı.
..
Aslında onu bu kadar özleyeceğimi hiç düşünmezdim. Özlemi hasreti bir başka dolduruyor içimi, bir başka arıyorum onu. Ayrılalı aylar oldu birkaç defa görüştük. Her görüşmede hasreti bir kat daha arttı içimde… ve dilimde ikimizin birlikte söylemekten zevk aldığı Zeki Müren şarkısı
Sen benim özlediğim
Yıllarca beklediğim
Gel artık gel dediğim
Biricik sevgilimsin
Yoluna gül döktüğüm
Resmini hep öptüğüm
..
Geçen yıllar soldurmasın yüzünü
Rabbim nazardan saklasın gözümü
Sen tamamlıyorsun benim özümü
Tutarım sana verdigim her sözümü
Evlat tatlı, bir bal,.bir bağ üzümü
Ayıramam senden hiç gözümü
..
Bir hatanın sonucuydu,
Bir yalanın hayat bulmuş hali
Ya da bir gönlün
Cehalete kurban oluşuydu seni sevmek.
Belki de bir gözün gerçek kör oluşu
Baktığı yerde hayellerinin görülmüş hali
Bir yalanın doğum günü
..
Doğum günü partim aman unutma
Pastam mumlu olsun hediyem cillop.
Güzel bir maske tak fazla sırıtma
Dostlar günde görsün kop Allah kop..kop
Dünyanın gidişi gösteriş riya
Pembe kaldırımlar cilalı rüya
..
Aylanın doğum günü var!
Ben bugün ölsem,
Sen yarın kutlasan,
Olmaz mı?
Kendime güvenim yok,
Sen benden geçsen,
..
Ne günlerimiz geçti
Ömürden seninle birlikte
Kimi zaman ağladık kimi zaman güldük
Kaç bahar kaç yaz kaldı ki ömürden
Gel kırma beni doğum günü yapalım
Kutlayalım çokluk çocuk en güzel gününü
Hep birlikte yaşayalım kalan baharlarda
..
mat rengini almış akşam.
geceye mor gerek, sen yoksun ya sevgili
özleniyorsun, dağ gibi yığıldın içimde
oysa daha geçen yıldı, doğum günüm.
seninle söndürürken bir bir mumları,
şimdi evimde yalnızlığımla bir masa,
üstünde döğum günü pastam,
..