Doğru çizgiler Şiiri - Yorumlar

Cevat Çeştepe
1215

ŞİİR


146

TAKİPÇİ

say ki çocukları bacalardan içeriye bırakmaya başladı leylekler
kelebekler işte şimdi üşüyecektir, çiçekler ve bütün mevsimler
bunu anlatmaya kalksak zor anlatırız canımın içi, yangın yeri kıvılcımlarına
hele ana rahmi sıcağının ateşinden beslenen, insanlığın göbek bağlarına.
anlatırız belki anlatmasına ama onu da binbir yalanla ….

**

Tamamını Oku
  • Şükrü Topallar
    Şükrü Topallar 06.09.2009 - 20:43

    say ki, kelebeklere renklerini vermiş, sıcaktan eriyen mevsimler
    ve arzın ortasındaki ateşten yaratılmış, aşk kokulu bütün çiçekler
    doğru çizgi yalnızdır diye öğretmişti, son dersinde sürgündeki öğretmen
    ıssız bir dağ köyündeydi, bir nehir kıyısında, küreksiz sandalını beklerken
    ve denize ulaşacaktı, bir yılan gibi kıvrılıp giden o nehirden…

    Sürükledi,düşündürdü,okurken.Saygılarımla.Şükrü Topallar

    Cevap Yaz
  • Kemal Yazan
    Kemal Yazan 06.09.2009 - 20:20

    Sayın Çeştepe yine size yakışan bir şiir yazmışsınız...Bence sizi herkez okumalı ve kelime haznenizden,yazdıklarınıza yansıyan duygularınızdan faydalanmalı.Çok beğenerek okudum.Tebrikler.Ant+10

    Cevap Yaz
  • Dilek Hokkaömeroğlu
    Dilek Hokkaömeroğlu 06.09.2009 - 17:44

    Sn Çeştepe yazdıklarınıza yorumsuz kalmak istiyorum ..Kaptanın seyir defteri gibi açık denizlere doğru yol alan sessiz bir gemi ve bu geminin kaptanından usta dizeler varlıklara insanlığa sevgiye denize maviye yaşama dair ustaca işlenmiş her konu..Doğru çizgiyi bulmak zor olan..tebrikler tm puan sevgi saygılar kaptn..Şair kalemin susumasın..

    Cevap Yaz
  • Sude Öğretmen
    Sude Öğretmen 06.09.2009 - 15:03

    say ki, kelebeklere renklerini vermiş, sıcaktan eriyen mevsimler
    ve arzın ortasındaki ateşten yaratılmış, aşk kokulu bütün çiçekler
    doğru çizgi yalnızdır diye öğretmişti, son dersinde sürgündeki öğretmen
    ıssız bir dağ köyündeydi, bir nehir kıyısında, küreksiz sandalını beklerken
    ve denize ulaşacaktı, bir yılan gibi kıvrılıp giden o nehirden…

    Yine harika dizeler,yine yüreğinizden damlayan sevgi damlacıkları...
    Hissettiklerinizi nasıl böylesi güzel kaleme alıyorsunuz sevgili Çeştepe?
    Canı gönülden kutlarım sizi.Tam puanımı panonuza asıyorum.
    +antolojim tabiiki.
    Mutluluk nehirlerinin,sevda denizlerinde buluşması dileği ile :)
    Yasemin kokulu sevgilerim sizinle.....

    Cevap Yaz
  • Perinur Olgun
    Perinur Olgun 05.09.2009 - 12:18

    şimdi kulağımıza gelen sesleri dinle, bizim için mi çalıyor şarkılar
    yorganı çekelim başımıza, haberler nasılsa hep bildiğimiz yalanlar
    bir doğru çizelim çizebilirsek, bulunduğumuz noktadan yarınlara

    ..Anlatım her zamanki gibi güzel..saygılar sunuyorum..

    Cevap Yaz
  • Marisa Rosa
    Marisa Rosa 04.09.2009 - 21:36

    enfes dizelerdi.. o kadar akıcı ve o kadar güzeldi ki, yorum abes kaçardı.. Kutlarım efendim. Gül Doğan

    Cevap Yaz
  • Tunçer Günaydın
    Tunçer Günaydın 04.09.2009 - 21:24

    Yalan olan hiçbirşeyi sevmeyiz. Ama anne demeyi öğrenmemizden önce neredeyse yalan fısıldanmaya başlar kulağımza. Ne kadar zor doğru çizgi olabilmek. Biryerlerden kırıyorlar eğip büküyorlar.
    Bu şiir leyleklerin bacadan getirdikleri çocuklar okumasın lütfen.Sayın ustam ÇEŞTEPE gene çok ulaşılmaz bir hayata doğru bakış, doğru çizgiler üstüne bir şiir. Tebriklerim. tam puanım. ant .listem.

    Cevap Yaz
  • Bahar Toprak
    Bahar Toprak 04.09.2009 - 11:38

    Tebrikler, mükemmel bir anlatımdı..

    bu havada içimden gelmese de açmak, gündoğumuna pencereyi
    ben gene de görürüm gözlerinde, bütün ışıklarıyla sabah güneşini
    fısıldarken kulağına günaydın diye, o çok sevdiğin katıksız sesimle
    belki soğuktur ellerim ama, onu da sen ısıt artık, sıcacık nefesinle
    (sabah ol gel saklan yüreğime, günaydın ol ve her zaman bahar …)

    /ben güneşi de sevmem, yalan yağmurlarla doldurursa bulutları/

    Cevap Yaz
  • Doğa Deniz
    Doğa Deniz 04.09.2009 - 09:20



    Doğru çizgiler
    say ki çocukları bacalardan içeriye bırakmaya başladı leylekler
    kelebekler işte şimdi üşüyecektir, çiçekler ve bütün mevsimler
    bunu anlatmaya kalksak zor anlatırız canımın içi, yangın yeri kıvılcımlarına
    hele ana rahmi sıcağının ateşinden beslenen, insanlığın göbek bağlarına.
    anlatırız belki anlatmasına ama onu da binbir yalanla ….


    **********************
    seni leylekler getirdi yavrum
    ilk yalan külliyen yalanları getirecktir
    nasılda inanılırdı o yaşlarda
    yok yok şimdikiler zirzop kaptan
    her bişeyi pekala biliyor bilmesine de
    işte o ilk sorular o ilk anlatımlar .
    yok yok sözümü geri aldım ..
    bak biliyorlar belki geldikleri yeri ama
    devamında yalan yanlış bilgilerin merkezi oluyor
    o yaşalarda aldıkları soru cevabını
    acı merkezi
    ilk orda başlıyorlar belki de
    öyle ya leylek gagasında nasıl gelinir
    yada leylek neden annesi değilde bu kadın anne .
    sorgu çağı başladığında içinden çıkılmaz soruların içinde boğuşurken
    zarar veriyorz sanırım
    doğrulardan kaçmak ya da yalan yanlış bilgilerle
    o mini mini halleri ile beyin konuçlanmaya başlayınca
    sanma ki öyle kalacak o yalan pembe bir yalandan
    güvensizlik çıkmayacak mı
    asıl bilgiyi aldığı
    evi ailesi ana babası ki en güvenmesi gereken kişi ve yerleri
    ilk kazanımları değil mi ilk yüreklerine çizdikleri portreleri
    ya anne resmi ya baba resmi ya da çiçektir ha birde bacası tüten evler
    hala baca yapıyorlar mı o minik eller evlerin çatılarına bilinmez ama
    yok yok bilinir yapıyorlardı bak takip etmeli
    öyle yya her evde doğalgaz yok henüz
    yok burda o masum beyinlerinin ne kadar doğalne kadar saf ve ne kadar da üretken olduğu
    geldi aklıma da varsa köpekleri birde köpek resmi yaparlar mesala
    çigileri doğru olmasada evde köpek var doğrusuna endeksli
    onu bile saklayamaz ki o küçük beyinleri
    o yüzden ne zaman bir çocuk resim yapmış
    bakmamı isterse ben önce onların dilinden anlatmasını isterim resimlerini
    resmi anlatmasını
    yazılanları kelimeleri değil resim dilinden çocukların kelimelerini
    ne alaka ise ...
    neyse öyle geldiler birden bıcır bıcır önümede..
    hani canları sıkılmasın diye sorarız ya ne istersin oyun mu resim mi şu mu bu mu
    bildiğim genellikle ve özellikle kız çocuklarını kalem yok boya kalemi yada diğer çeşitleri

    duruma göre değişiyor gariban kuru yada suluboya der diğeri
    en kaliteli tekniklerden bahseder
    boyama tekniklerinden neyse ...
    o yüzleri o ak kağıt üzerinde nasıl aydınlanır
    uzakdan izlerim ben genelde hiç müdahale etmem
    sorsada içinden geleni yap ne istersen neyi çizersen
    say ki o bembeyaz yer senin çevren evin oyun alanın şu bu
    o mini elleri renkleri seçerken de gözüm takılır kolay kolay siyehı almazlar
    hiç dikkat edin sulu ve ya kuru boya
    ille canlı renkler
    hiç alakası olmasa da
    onlar elmayı maviyede boyaya bilir ama bilirler çidiklerinin elma olduğunu
    skıysa sorun elma diye çaın çın öterler hele birde mavi elma olur mu deyin de
    alın cevabınızı
    onlara göre olur karışmayın çocukların hayaline
    öyle ya okuduğumuz hikayeleri korlar önümüze hani büyücü maviye boyamıştır ya
    elmayı sihirli elma diye
    vs vs ..
    zordur çocukların o mini mini dünyadını anlamak
    hala da tam anladıklarını sanmıyorum
    bende tabii
    ama gözüm yüreğim hala onlardadır
    keşif alanım gibi.. onlardan bir farklı bir nüans alsam
    neyse ..
    aslınlda onları kendi hallerine bıraksak birde sorduklarına
    doğru cevaplar versek...
    doğru derken kendi doğruları değil elbetki teslillenmiş olanları
    neyse diyo söz geçiyorum
    tamam geçelim diğer dizelere bakalım
    kutluyorum yüreğini



    ************



    **

    gökyüzü bulutsuzdur yazarken, günlük hava tahmin raporlarında
    zırhları ıslatmadan deliveren, bir yalan yağmur yağıyor dışarıda
    kan mı döküldü yoksa sokaklara, ihanete mi çatladı ki damarlar
    bereket yerine damlalarında, binlerce silgi taşımakta yağmurlar
    (kelebek ol gel saklan yüreğime, çiçek ol ve bütün mevsimler …)

    /sen de sevmiyorsun biliyorum, yalan yağmurların damlalarını/
    ****************************

    kim sever ki yalan yağmurlarının damlalarını
    damarlarından bereket yerine kan damlıyorsa
    kim inanır yağanın bereket olduğuna




    :(
    bir kez daha tebrik ederim
    anlatım şeklin muhteşemdi

    çok bişey yazamadım bu bölüme hüzün acı hepsi içinde
    bir de anlatımın dozundan mı nedir
    sadece yazdıklarının gerçeğini düşünerek geçtim bu kısmı .
    kutluyorum duyarlı yürek kalemini
    ustaca ..
    şairce ..
    şairim diyenleri bile kıskandıracak cinsden bir tasvirdi bence


    ********************

    .

    bu havada içimden gelmese de açmak, gündoğumuna pencereyi
    ben gene de görürüm gözlerinde, bütün ışıklarıyla sabah güneşini
    fısıldarken kulağına günaydın diye, o çok sevdiğin katıksız sesimle
    belki soğuktur ellerim ama, onu da sen ısıt artık, sıcacık nefesinle
    (sabah ol gel saklan yüreğime, günaydın ol ve her zaman bahar …)

    /ben güneşi de sevmem, yalan yağmurlarla doldurursa bulutları/
    ************************
    bir üst dizelrin duygu sağanağında iken burdan öyle güzel bir umuda geçiş var ki
    kapalı da olsa gündoğumuna o pencereler ulaşaılmaz da olsa yada ziftleseler ki
    içeri güneş girmesin
    görmesin gözlerine gündoğumu yada nasıl desem Allah korusun körde olsa gözlerin
    o sabah güneşi her dem doğacaktır o yürekden diye düşünüyorum .
    öyle dizler ki sevginin gücü ile olmazı olduran
    ki dizlenin ilk başında içimden gelmese de açmak gündoğumuna pencereyi
    diye girişi de unutmamak gerek

    /ben güneşi de sevmem, yalan yağmurlarla doldurursa bulutları/
    nefis okurken şiirini hele böyle kısım kısım okurken
    neyse ..
    çok büyük keyif alıyorum ama bunun dışında çok düşünüyorum şiirin her kelimesi beynimde şimşek
    şimşek çakıyor çok şeyde öğreniyorum o yüzden bir kez daha selam olsun o yüreğe
    hele ki böyle bir lezzetle sunduğu için kelimeleri .
    tebrikler Kaptana
    ne diyebilirim ki ...
    ************************

    .

    şimdi kulağımıza gelen sesleri dinle, bizim için mi çalıyor şarkılar
    yorganı çekelim başımıza, haberler nasılsa hep bildiğimiz yalanlar
    bir doğru çizelim çizebilirsek, bulunduğumuz noktadan yarınlara
    açalım bugünden yeni göç yollarını, leylekler konmadan bacalara
    (yalnız ol gel saklan yüreğime, sevda ol doğur ve sınırsız insanlık…)

    /gökyüzünü severiz denizleri de, orada bildiğimizden göç yollarını/

    *****************
    keşke herşey bir rüya yok karabasan olsa bir bir kez korku kan ter içinde kalksak o yataktan
    soluklarımız karışsa nefes nefese kalsak uzun bir sürede etkisinden kurtulamasak
    ama keşke keşke bu dünya üzerinde yaşanana herşey yalan olsa sadece rüya düş ne biliyim korkunç bir rüya hatta her yanımızda
    uçuklar çıksa onlar geçer ama bu rezillikleri pisliklerin yaraları çok derin be kaptan
    kabuk bile bağlamıyor ki kapansın ..
    ne biliyim şiirin bu kısmı umuda yazssan da nedense ben artık umudumu tükettim sanırım oysa kalemin
    ne güzel yazmış bişey demiyorum umudu kaybetmemeiz adına tabii ki yürek heybeme alıyorum kıssadan hissleri
    de birden o geldi aklıma
    keşke yalan olsa yaşadığımız herşey
    insalık adına yeni doğan bebeler olsak hepimiz
    olsun konuşmasak böyle olmasak sıfırdan başlasak
    da
    eh gerçekçi hatunun hayali de böyle oluyor işte
    ya vardır ya yoktur kardeşim der gibi :)
    neyse
    doğru çizelim de artık doğru ve yanlış kavramları da karıştı ki
    senin doğrunun başkasının yanlışı
    bak görüyon işte her yerden bir açılım hikayesi gidiyo
    gör bakalım doğruyu bulacaklar mı ya da sen buldun mu
    en profu gelse dünaynın içine ettiler bu saatten sonra zordur doğruların açılımını bulmak
    o ne yapsın o kadar çok yalan yanlış içinde kayboldu utandı kaçtı gitti nsanlık tarihinden
    herkes kendine göre çizdi bir doğru ama
    kaybıolduk işte o bir labirent oldu o kadar zor değildi aslında
    Rabbim ilk doğumda hepimize vermişti oun ilk tohumlarını
    gelirlken beyin yürekle geldik de
    içlerini doldurmasını bilmedik
    aslında bir iki değil ki hepimiz suçluyuz
    şiirin başında leylek hikayesi gibi
    ilk yalan hemde püsküllü yalan
    anlatamıyorsan zamanı var desene yok işte
    birde kulakdan kulağa nasıl kopya çektilerse bir cevap tüm ailede
    o aralar
    neyse ...

    **********************************

    **

    say ki, kelebeklere renklerini vermiş, sıcaktan eriyen mevsimler
    ve arzın ortasındaki ateşten yaratılmış, aşk kokulu bütün çiçekler
    doğru çizgi yalnızdır diye öğretmişti, son dersinde sürgündeki öğretmen
    ıssız bir dağ köyündeydi, bir nehir kıyısında, küreksiz sandalını beklerken
    ve denize ulaşacaktı, bir yılan gibi kıvrılıp giden o nehirden…
    **********************

    bence ufkumuzu sıfırlamadan direk rotamız hep senin deyiminle açık denizlere doğru ...
    vira vira yeni bilgilere yenilerine
    olsun maviler yalanı kaldıramaz üstelik yol hiçç bitmez denizlerde

    kutluyorum emeğini yüreğini
    öyle değerli bir palşaımdı ki hiç bitsin istemedim .
    başarılı çalışmalarının devamını diliyorum kaptan
    yüreğin hiç ama hiç susmasın .
    ne mutlu bize ki sen gibi ufku geniş beyni çalışan
    duyarlı bir yürek taşıyan kaptanın gemisindeyiz
    ve her pazatesi kaptanın seyir defterinden insanlık tarihimize bir sayfa açlıyor
    ki kah sarı oluyor kah kırmızı ama mavileri de barındırıyor
    hemen akabinde ki umudu kaybetmiyelim diye
    kutluyorum o güzel yüreği
    teşekkürler ediyorum o güzel duygu dolu insanlık dolu kalbi
    inşallah diyorum bir şey olacak biliyorum
    bişey olacak ve en azından çocuklarımız lurtulacak bu yalan yanlış
    omurgası bozulmuş insanlık müsfettesinden
    ve bizler göçerken diğer tarafa artık gözlerimiz arkada kalmayacak .




    Cevat Çeştepe


    (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

    Bu şiirin hikayesi:

    çizebilirsen bir doğru çizgi çizip, doğruyu yaşayabilmek ya da anlatabilmek
    yılan gibi kıvrılarak akan bir nehir de, açık denizlere doğru yol alırken, yaşarken…

    Cevap Yaz
  • Yüksel Yenicecaglar
    Yüksel Yenicecaglar 03.09.2009 - 22:13

    Icinde kutsal sevdayi da saklayan,
    insani felsefik düsüncelere salan haz alarak
    'Dogru Cizgiler'i defalarca okudum...

    „say ki çocukları bacalardan içeriye bırakmaya başladı leylekler
    kelebekler işte şimdi üşüyecektir, çiçekler ve bütün mevsimler
    bunu anlatmaya kalksak zor anlatırız canımın içi, yangın yeri kıvılcımlarına
    hele ana rahmi sıcağının ateşinden beslenen, insanlığın göbek bağlarına.
    anlatırız belki anlatmasına ama onu da binbir yalanla ….“

    Cocuklarimiz iste böyle büyüklerinden dinledikleri yalan masallarla basliyorlar yarinin büyükleri olmaya!…



    „gökyüzü bulutsuzdur yazarken, günlük hava tahmin raporlarında
    zırhları ıslatmadan deliveren, bir yalan yağmur yağıyor dışarıda
    kan mı döküldü yoksa sokaklara, ihanete mi çatladı ki damarlar
    bereket yerine damlalarında, binlerce silgi taşımakta yağmurlar
    (kelebek ol gel saklan yüreğime, çiçek ol ve bütün mevsimler …)

    /sen de sevmiyorsun biliyorum, yalan yağmurların damlalarını/ „

    Günümüzde yalanlarla, siddetle, ihanetle öyle kirletildi ki sokaklar
    yagmurlar bereketli sulariyla bile silemiyor artik kirlenmislikleri..

    diledigimizde
    her mevsimde
    bir kelebege
    bir cicege dönüstürüp
    koruyabilsek yüreklerimizde…

    “bu havada içimden gelmese de açmak, gündoğumuna pencereyi
    ben gene de görürüm gözlerinde, bütün ışıklarıyla sabah güneşini
    fısıldarken kulağına günaydın diye, o çok sevdiğin katıksız sesimle
    belki soğuktur ellerim ama, onu da sen ısıt artık, sıcacık nefesinle
    (sabah ol gel saklan yüreğime, günaydın ol ve her zaman bahar …)

    /ben güneşi de sevmem, yalan yağmurlarla doldurursa bulutları/ „

    Toplumsal sorunlardan
    yumusak ve güzel bir gecis sevdaya…


    şimdi kulağımıza gelen sesleri dinle, bizim için mi çalıyor şarkılar
    yorganı çekelim başımıza, haberler nasılsa hep bildiğimiz yalanlar
    bir doğru çizelim çizebilirsek, bulunduğumuz noktadan yarınlara
    açalım bugünden yeni göç yollarını, leylekler konmadan bacalara
    (yalnız ol gel saklan yüreğime, sevda ol doğur ve sınırsız insanlık…)

    /gökyüzünü severiz denizleri de, orada bildiğimizden göç yollarını/ „

    Yalan masallarla degil
    dogru cizgilerle, gökyüzünün ve denizlerin
    sonsuz umut mavilerinde sinirsiz insanlik dogurmaya
    sevdanin simsicak, güvenli siginak kollarinda icten bir davet yarinlara…


    “say ki, kelebeklere renklerini vermiş, sıcaktan eriyen mevsimler
    ve arzın ortasındaki ateşten yaratılmış, aşk kokulu bütün çiçekler
    doğru çizgi yalnızdır diye öğretmişti, son dersinde sürgündeki öğretmen
    ıssız bir dağ köyündeydi, bir nehir kıyısında, küreksiz sandalını beklerken
    ve denize ulaşacaktı, bir yılan gibi kıvrılıp giden o nehirden”

    Dogru Cizgiler`in ilk dizelerinden beri bir masal tadinda, felsefik bir dilde
    ve siir tadinda verilmek istenen mesaj finalde öyle güzel verilmis ki…

    “doğru çizgi yalnızdır” !
    “ve denize ulaşacaktı, bir yılan gibi kıvrılıp giden o nehirden”!

    Yine düsündüren, düslendiren bir siiri bizlerle paylastiginiz icin yürekten tesekkürler sayin Cevat Cestepe..
    Sevgi ve saygilarimla…





    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 94 tane yorum bulunmakta