Ölüm kapalı kapı ardına yürümek
Hakikat için cihandan el etek çekmek
Dünyadan çıkıp ebedi aleme gitmek
Resulün kokusunu içine sindirmek
Sırat kıldan ince ve kılıçtan keskince
Hoş geldin onbir ayın sultanı Ramazan
Biz kullardır Allaha karşı eden isyan
Günahımız çoktur halimiz perişan
Sen yücesin affetmektir sana yakışan
Bizi azdırıp kudurtan şeytan bağlandı
Hasretin ortasındayım
hüznün ortasındayım yar
bitmeyen sıkıntıdayım
senden uzaklardayım yar
aşkın gözyaşlarındayım
Bozlaklarınla ağlattın
Kaşıklar ile oynattın
Sazı en iyi sen çaldın
Sen sanatçısıydın halkın
Gönül dağı,sarmaşık gülü
kar yağsada umutların üstüne
hayaller kurmaktan sakın vazgeçme
buz tutsada yollar güneş niye var
yüreğin taze umutlara gebe
buz tutmuş yollar seni yıldırmasın
dinmek bilmeyen ağır sancılar
her söz garip sinemi yaralar
kalır geriye ağır yaralar
gönül dert kapısını aralar
sıradanlaştıki artık herşey
Kime ne yaptım yarabbim
Namerde el etek açtım
Kırıldı ayağım elim
Afeyle beni Allah’ım
zevkine olmuş bir köle
hayat bir yokuş adımlar zorlu
kayan ayaklar kırık hayatlar
umutları soldurur sakatlar
yarım eksik kalır bir taraflar
düşmeden tırmanmak lazım yola
sana aldandım sana kızdım
sığmadım kabıma darlandım
dertli dertli durdum dolandım
bir divane mecnun misali
ne umutlar ne de hayaller
Gamlı hazandır bu akşam üstleri
Hatırlatır geçmiş acı maziyi
Bir sıkıntı alıp sarar içimi
Üzülüp tutamazsın ki kendini
Hep vardır içinde bir sitem kahır
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!