Ağaç yaprakları yeşili terk ediyor yine.
Sararıp soluyor zaman, aşkımız hasta..
Gökyüzü inadına mavi..
İnadına parlak yıldızlar.
Ve sen oralarda bir yerdesin, biliyorum.
Bir şey daha biliyorum:
O da senin asla gelmeyecek olman.
Alıp başımı gideyim desem,
Bırakmıyor yaşadığımız yer.
Bırakmıyor, seninle yaşananlar.
Şimdi sarhoşum.
Eşini yitirmiş üveyik gibi,
Dönüp duruyor divane başım.
Baktığım duvarda iki Van Gogh tablosu var.
Birinde mor gökyüzü, gümüşi parlak yıldızlar,
Diğerinde sarı buğday tarlası ve kargalar…
Kargalar şımarık ve küstah..
Dahası doyasıya gülüyorlar sarhoşluğuma..
Utanıyor ve küçülüyorum.
Aşkımızın bu dünyadaki son harmanında..
Taşları keskin düvenler altından,
Ayrılık rüzgarıyla savrulup toprağa düşen;
Bir demet buğdaya dönüşüyor bedenim.
Zalim dirgenlerin ucundayım.
İçim üşüyor, yaz sıcağında
Bedenim ölüme yakın.
13.09.2011
Ahmet Zekai YıldızKayıt Tarihi : 13.9.2011 19:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (3)