Sabahlarını aydınlatan güneşin karartılır
Karanlığa mahkûm edilir yarınların
Acının, vahşetin, ölümün korkusu
Sarmıştır yaşadığın dünyayı
Soluduğun havaya karışır barutun kokusu
Savaş çığlıkları egemendir
Öyle bir zaman geliyor ki
Çaresizliğin prangalı hücre mahkûmu hayallerin.
Kırılıyorsun,
Kırıyorlar
Ve Kırıp fırlatıyorsun kalemini.
Umutlarım vardı
Seninle var olan
Seninle sonsuzluğa uzanan
Kaybolan umutlarımla yaşadım
Yitik bir şehrin sokaklarında
Hayatın bitmez zulmetinde
Ezilmişim, yorgunum yorgun
Gündüzümde sen, gecemde sen
Canevimden vurgunum vurgun
Arayıp sormayan dostlara
Özde insanlığın değerini bilemedikten sonra
Sözde insan olsak ne yazar
Çocuk seslendi eli siyah çantalı büyük insanlara
Altınızda lüks arabalar
Sağınızda solunuzda kalabalık korumalar
/ Dengesindeyken yerinde olan her şey
Bozar denge düzenini yobaz düşünceler /
Onca akan kan içinde
Kaybolmuş çocuksu sevinçler
Özgürce uçamıyor kuşlar
Ayrılık yolları çizmiş gurbet ellere
Hicranı yol eylemiş hasreti mesafe
Duydum bülbülüm ağlarsın altın kafeste
Feryat figan içinde bitmez mi dertlerin
Küçük yaştan gurbette dertleri bitmemiş
An gelir,
Gecenin mehtabında yıldızların göz kırpışına bakarım
An gelir,
Kör karanlığın sessizliğinde sen diye aranırım
Ne yıldızlar anlayabilir halimden
Ne kör karanlık bilebilir derdimin sebebini
Ömrüm tükendi gitti bir gönlü vefasıza
Günlerim gelip geçti ağlaya sızlaya
Alnıma yazılmış kötü kara yazgıya
Karşı koyamadı güçsüz kalmış yüreğim
Acımaz bir sevdaymış gönlüme düşen
Sisli sevdiğim şehrin karanlık sokakları
Sabahına birkaç saat var
Sönük, cılız sokak lambaları
Ağaçların dalları aşağı sarkmış
Çiy taneleri yapraklarını bezemiş
şiirlerini tesadüf eseri gördüm bir kısmını okudum çok güzel şiir yazdığını bilmiyordum bunları okumak bir harika yarın yine okurum hoşca kal.ablan seni çok seviyorum.