poyraz yüklü denizlerde üşüyen sular gibi
ibraz edilen bir ayaza gövdemi teslim ederek
sarp dalgaların yankısına bıraktım sesimi
kabuğuyla dertleşen yaramı gömerken yüreğime
kelimeler dilimin inzivasında
daha çok maviye hasret
daha çok üşüyorum
işte o sahil orası
izlerimi saklamasından biliyorum
prangalarımdan özgürlük çığlıkları fışkırıyor
durmadan koşuyorum
kucaklamak için denizi
bir sandal
bir çift kürek
küreklere asılan bir tek yürek
yaşama asıldığım gibi
nasır tutsa da avuçlarım
kan patlasa da
öykülerden çalınan bir oyun
kimisi aşk
kimisi cinayet
hayattan mı, ölümden mi kaçtığı anlaşılamayan
bir trajedi içindeyim
kah sahte hayallerle
kah sahte rüzgarla dolu yelkenlerim
kah bir şehrin rıhtımına çakılı kalmış
son toplanma yerine gelince yakamozlar
en çılgın arzular batık hazinemde saklı
dip dalgalara duçar
gıcırtılı salıncak misali
salınır gece
akortsuz bir ninni gibi
dinliyorum sadece
yıldızların soluk ışığında bile
suyun yüzüne daha fazla bakamam denizin
iliklerime kadar işleyen su içindeyim
can boğaza dayandığında
nasıl dayanmışsa o gözler
o gamzeler yanarken
nasıl yanmamışsam
hayaller gibi
bir damla su içinde boğulacak gibi
bir sükut esintiyle dağılacak gibi
şahbaz yangın yeri
ateşte kor gönlüm
hep avare
hep divane
sağır bütün komşu pencereler
camlar buğulu
tali bir yola sapıyorum
sonrası taşlı ve balçıklı
yabancı mahaller
tenhalara sığınan bir dilenci ruhum
karanlığın ucunda öksürük nöbetinde
nice sözcüklerin gözünü dağlıyor
ağır bir hummaya tutulmuş
dilsiz ve sağır gece
toplamaya giriştim bahar günlerimi
dirilen umutları
kuşandım en yakışır kıyafetlerimi
baygınsa ayılsın
öldüyse dirilsin
yan yana getiremediğim her hece
buz tutmuş deryaları
ben nerden bileyim
izbe, geçitsiz
nice yalan masalları
geceden kalma son yakamozda
dalgalarda kalınca o tutkulu bakışlar
bir çağrı gelir açık denizlerden
haydi bir şeyler söyle
susma
konuş
aşk değil tenmiş
sevda değilmiş benmişim
belaymış
her şey değilmiş en fenası
haklıymışım
koparsa kopsun kıyamet
bana ne
geri dönüşü yok
yağan her yağmur
esen her rüzgar
hem efkarımı hem beni dağıtacaksa dağıtsın
ıslatacaksa ıslatsın
gökle yer arasında dönen kuşların çığlıklarından
kanat vuruşlarından
bir yaklaşıp
bir uzaklaşmalarından
deli poyrazın uğultusu
vursun zihnimin köşelerine
denize inen sokaklarda anlatamadıklarım kayıp
bir martının kanatlarında saklı
tanırsa,
köprüden kalkan son boğaz vapuru tanır onları
sanki binmişim bir gemiye de el sallıyormuşum gibi
bir bakış ki kehribar taşlı
sonsuz sayılı zikir tespihi gibi
çekiyorum geceyi
redfer
İlyas KaplanKayıt Tarihi : 19.12.2022 16:28:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İlyas Kaplan](https://www.antoloji.com/i/siir/2022/12/19/dilsiz-ve-sagir-gece-vede-deniz.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!