dil çözümsüz
ah sevgili adını koyamadığımız ne idi
tenlerin buluşmasında
yağmurun ıslattığı...
güllerin tene bıraktığı kokuyu tuzla karıştırdı aşk
mevsimlerden eylül olmasa da
İçimde kırık bir ezgi dolaşır
Sazın mızrabına hüznüm yakışır
Şairin yüreğine hep ayrılık mı yazılır
Perde iner ruhuma göz yaş akıtır.
Anam...
bir cümlenin içinde kaç sen vardın
ederi ne idi bu yaşananların
ruzgarı örttüm üstüne
gölgem oluyordu gülüşün
sen sus/ardın da bırakışın,olurdu gün
gözyaşının ederi ne idi
gecede Ay
gümüş rengi
gökyüzünde
kül rengi bulutlar.
karanlıkta;
uyuya kalmış ölüm
__Sebahattin Abi'ye
Dingindi limanlarım,
Esiyordu ılık ılık umutlarım…
Gözyaşlarım karışıyordu denizin maviliklerine.
Yalnızdım…
Çiğ düşünce tebesümlere.
Dokunmak yalnızlıktır aslında
Issız kentlerimizin yorgun saatleri
Ya da ışıltılı bir gecenin masum sanılan kolları
Çağırdıkca gidesi gelmez mi insanın
Yüz kere gül dedi;
Yüzün hüzün dedi
Kaç kere güldümse
Yüzden düşen bin parça dedi
Ağladım
İşte şimdi yüzün/e çok yakıştı dedi
Yağmalanmış düşler sorguda
Bakışların çözemediği ne idi
Yarım kalmış düş üşüyor
Tebessümün savunmasında..
Gölge ağır geliyor duvarlara
Usul usul terkediyor anılar
Gecede bir sis, içimde
Bir yitik zaman.
Asla unutamayacağım
Ama hep unuttuğum.
Zamanlar ve yaşananlar.
Anılar siz yittikçe
bir gece vakti idi
gök yüzü sinsi bakışlarda
yer yüzü karanlıklarda
gülüyordum çocuk gibi...
gıdıklıyordu yıldızlar...
oynaşıyor mehtap
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!