Taş mı serttir yürekten
Yoksa yürek mi taştan
Kenan ilinde şaşırır taş
Yahudi yüreğinin taşlığından
Taşın kalbinde can bulur
Gel ey Efendim;
Tut,günahkar ellerimden,
Adın vird olsun gönlüme
Düşmesin şu dilimden.
Gönlüme bir Mesih nefesi ol,es,
Ücra bir Anadolu kasabası
Küçük, unutulmuş, ıssız
Mini mini sokaklar,
Birkaç küçük dükkan
Fark etmek bile imkansız.
Bir zamanlar kocaman bir evrendi
Ne olur ağlama anne,
Sil gözünün yaşını da bak yüzüme.
Gitmeliyim sen istemesen de,
Atandığım köyüme.
Karlı dağların ardında olsa da,
Niğde Bor’dan Mehmet oğlu Abdullah,
23’ünde bir civan.
Adı gibi abddir Rahman ve Rahim’e,
Ardında üç yetim bırakırken yiğit
Seddülbahir’de buluşur şanlı Resulle …
AŞK İTİRAF ETTİ
Yokluk içre Adem
Adem içre ben kondum
Adem’den Havva’ya
Akan yol ben oldum.
Canımın parçası, paşam, tatlı Furkan’ım
Sen olmasaydın eğer bomboştu sol yanım
İsa nefesi gibi diriltir ruhumu her dem adın
Ebedlere dek sevgiyle anılsın yâdın
Ömrünce mutlu ol eksilmesin yüzünden hiç gülücük
Karun’dan bile zenginim ben
Param yok belki
Yatım, katım, bol ışıltılı yakutlarım
Ama yine de en zengin benim
Dostlarım var benim
Gül adına tezat inletir biçare bülbülü;
Heyhat! O bülbül olmayaydı anılmazdı gülün adı.
Boynumda bir tasma, ayağımda bir koca pranga şu zaman;
Bu amansız sürükleniş bitecek kim bilir nerede, ne zaman?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!