Soluğu kesilmiş rüzgârın boğuk nefesiyim
Kimse özümseyemez anlattıklarımı…
…..
Sancılı bir sonbahar
Muştulamış doğumumu
Güz güllerinin kokusu tenime
Eylül’ün sarısı lepiska saçlarıma karışmış
O yüzdendir
Hep ellerimin üşümesi
Başka renklere meyil vermeyişim
Kayıp bir kentin ezgisi gibidir hıçkırıklarım
Kopuk ve yavansı…
Zaman
Ömrümün son kırıntıları da toplamakta
Yaralı bir ceylansam…
Kaçmanın faydası yaşamanın tadı yok
Gelsin artık ecelim
Dönen pervaneyim
Kocaman bir boşluğun içinde
İki ileri bir geri hayat
Biteviye geçiriyor kanlı pençelerini
Kanayan nehirim, akıyorum yalnızlığıma…
Yontula yontula tükendi sabır taşı
Amansız yangınlardan kalan son kül
Sönen ruhum…
....
Ah! ...
Kader yorgunu gönlüm
Biliyorum kırk boğum boğazım
Kaşıkçı kuşu gibi bir bir istifledin dertleri
Anlasana! kimselere geçmiyor sözüm
Tedavülden kalkmış paslı bir akçeyim…
Şimdi
Hangi yola vursam kendimi
Hangi dağa çarpsam nefesimi
Hangi dua’ya akıtsam gözpınarlarımı
Bilmiyorum…
Nafiledir çabalarım
Duyulmaz hiç avazım
Tanrı’nın ırağındayım, unuttuğu bir yerde
İnleyen davuldur çaresiz dilim…
26 / 06 /2011
Ayşe UçarKayıt Tarihi : 25.10.2013 02:16:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ayşe Uçar](https://www.antoloji.com/i/siir/2013/10/25/dertname-5.jpg)
Kocaman bir boşluğun içinde
İki ileri bir geri hayat
'bir fincan kahvenin buğusunda,
sımsıcak bir bakışta,
özümsenir tüm anlatılamayanlar
kırık bir kemanın tellerinden dökülen
nağmeler ruhu sardıkça..
dökülen nağmeler gibi sesini
Kaşıkçı kuşu gibi bir bir istiflemeyi
beklerken hayat;
kırık bir kemanın
tellerinden dökülen sevinç,
huzur dolu nağmeler dir
zamandan
her baharda en iyi hasat..
TÜM YORUMLAR (2)