Dert Yanmaya Başladık Şiiri - Şerafettin ...

Şerafettin Muş
2648

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

Dert Yanmaya Başladık

Ø

Dert yanmaya başladık

Dört tarafı denizlerle kaplı yeraltı yerüstü sularıyla bir doğa harikası olan ülkemizde ne olduda birden bire susuzluktan dert yanmaya başladık Dost şeref olarak bu konuya kayıtsız kalamadım
DERT YANMAYA başladık Şiiri mi paylaşım soframıza sunuyorum saygılarımla

Dert yanmaya başladık

Cehalet yeşerdi sular tükendi
Susuzluktan dert yanmaya başladık
Şimdi çorak topraklara yüklendik
Susuzluktan dert yanmaya başladık

Devlet malı deniz yemeyen domuz
Diyen beyler viran oldu yurdumuz
Sorumsuza elbet vardır sorumuz
Susuzluktan dert yanmaya başladık

Dört yanımız deniz susuzluk korkum
Şimdi susuzluktan kaçıyor uykum
Yer altı suları bol olan yurdum
Susuzluktan dert yanmaya başladık

Rezaletin ırmağı bol akıyor
Kirli suyla kirliliği yıkıyor
Başkent fena halde koktu kokuyor
Susuzluktan dert yanmaya başladık

Yılana sarıldık denizde su yok
Bilimi bilmeyiz bilge desen yok
Devlet malı deniz domuzumuz çok
Susuzluktan dert yanmaya başladık

Yarınlarımıza susuzluk miras
Dost Şerefim gelde bu günleri yaz
Geceler karanlik soğuk ve ayaz
Susuzluktan dert yanmaya başladık

28-07-2007
Dost Şeref

Milliyet/Melih aşık-açık pencere
Belediye başkanları susuzluğun farkına varamadık diyor.Kaldırım taşı yeniletmekten, havuz, fıskiye, şelale yaptırmaktan, plastik palmiye dikmekten, rant hesabı yapmaktan, yurtdışı inceleme gezilerine çıkmaktan, seçim propagandasına alet olmaktan, su havzalarına kaçak bina dikmekten, Hollanda'dan lale, İtalya'dan hastalıklı ağaç ithal etmekten, kanal kanal televizyonları gezmekten, vatandaşı akıllı sayaç, atık su bedeli gibi yöntemlerle kazıklamaktan...
Susuzluğun farkına varamadılar!

Derya SAZAK Siymilliyetamset Günlüğü
Susuz yaz

Hava durumu ve barajlardaki doluluk oranlarının ardından TV haberlerinde 'kaç günlük suyumuz kaldığı' da verilmeye başlandı.
İstanbul'u terk etmek için trafikten daha köklü bir nedenimiz var:
Kentin su rezervleri kasımda tükenecek.
1950-60'lı yıllarda 'taşı toprağı altın' diye hücuma uğrayan İstanbul'da dağ taş konut olup betonlaşınca, su havzaları yapsatçıların istilasına uğrayınca önce yeşili, çiçeği, böceği kaybettik. Dere yatakları asfalt oldu, nehirler, göller kurudu. Barajlar futbol sahasına dönüştü. Küresel ısınmanın etkisiyle bahar gibi kış, Afrika sıcaklarından beter yaz geçince suyun değerini anladık. Buna rağmen, su tasarrufu konusunda 'eski tas, eski hamam' hallerinden ödün vermiyoruz.
TEMA'nın 'Yeşiliz' dergisinin kapağı uyarıcıydı:
'İklimler değişiyor, ya biz? '
Suyu savurmaya devam ediyoruz. Doğa Derneği, sorunun insan odaklı olduğu görüşünde:
'Küresel ısınma ve yağışların azalması, önümüzdeki yıllarda sulak alanlarımızı etkilemesi beklenen önemli faktörler arasında. Ancak geçmiş 30-40 yıllık yağış ve iklim verileri incelendiğinde, yağışlardaki azalmanın, son 50 yıldaki sulak alan kaybına neden olmayacak kadar küçük bir rolü olduğu görülüyor. Su kullanımına ve yönetimine bağlı nedenler çok daha önemli.'
İstanbul'da son üç ayda sadece 2.5 günlük suyu tasarruf edebilmiş halkımız!
Neden bu kadar az? !
Çünkü alışkanlıklarından vazgeçmiyor insanlar. 'Su bilinci' sıfır! Hâlâ arabalar yıkanıyor. Bu gidişle bırakın kullanma suyunu, içme suyu bile bulunmayacak. Su yoksulu toplumun isyanına, 'Şebeke suyu yetmiyorsa pet şişe kullanın' söylemi de yetmeyecek. Bu yaz, su sektörü de dibe vurmuş. Yüzde 35 artan tüketimi artezyen sularıyla karşılamak da güçleşiyor.
Kuraklığın faydaları da yok değil; dünkü gazetelerde Alibeyköy Barajı'nın kuruması üzerine Mimar Sinan'ın 16. yüzyılda yaptığı Moğlova Kemeri'nin tüm görkemiyle ortaya çıktığını gösteren fotoğraflar vardı.
İstanbul'da otoyolları genişletme, köprü ve üstgeçit inşası adına sergilenen mimari sefalet karşısında 'Sinan'ın şaheserleri', kenti bu hale getirenleri utandırıyor olmalı. Başka bir utanç da, üzerine baraj yapılacak Batman'daki Hasankeyf'in durumu.
Mimar Sinan'ın eserleri yıkılmadığı için su kemerlerini görebiliyoruz.
Binlerce yıllık Hasankeyf'i taşırken yok edeceğiz. Baraj ömrünü doldurduğunda, günün birinde sular çekildiğinde geride taş yığınları kalacak.
Doğayı, medeniyetleri yok ederek kendi sonunu hazırlıyor insanlık!
Dünya değişiyor, ya biz?

Şerafettin Muş
Kayıt Tarihi : 15.8.2007 17:17:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Cemcemi Cem
    Cemcemi Cem

    COK NEFIS VE BASARILISINIZ

    Cevap Yaz
  • Serafettin Hansu
    Serafettin Hansu

    duyarlı yüreğine saglık üstadım,,güzel bir konuyu işlediniz..

    kaleminiz daim olsun

    saygıalrımı iletirim

    selam ve dua ile

    Cevap Yaz
  • Deniz Şahinoğlu
    Deniz Şahinoğlu

    o kadar dert etme sevgili dost.
    müslüman ülkede yaşadığımızı unutma.
    yağmur duasına çıkarız.

    eğer yağmur yağmazsa yine allahtandır deyip yumuluruz teyemmüme...

    hatta teyemmüm faturası bile gelse itiraz etmeden öderiz. hatta ödemenin sonunda şükür bile ederiz.

    yaşasın TEOKRASİ
    yaşasın DİNERKİ

    HEH HE
    nasıl ama...

    sen orada yırtın dur...

    Cevap Yaz
  • Aydınlı Erol Sagun
    Aydınlı Erol Sagun

    Bu duyarlı, duyğu yönü fazla, çok güzel usta bir kalem tarafından işlenmiş, şiir için teşekkürler.Kutkluyorum bu duyarlı güzel yüreği. Sayğılarımla.Erol Sagun.

    Cevap Yaz
  • Yunus Karaçöp
    Yunus Karaçöp

    Muhteşem bir şiir ve destekleyici hikayesi bölümü, Duyarlı yüreğini kutluyorum..Tebrikler..

    Selam ve muhabbetlerimle..yunus karaçöp

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (6)

Şerafettin Muş