Dersimli Bedri,
kendi yurdunda sürgün, daldaki filiz,
karla-buzla yuğmuş çatal yüreğini.
sırtında küçük bir denk içinde anılar
bir heybe dolusu toplanmış kara kekik! ...
acıyı tanıdı, oğlu vurulup düştüğünde,
öfkeyi zaman denilen sarnıca sardığında
biricik kızının kocası sınırda bir mayınla...
boş tabutunu gömdüler rahmetsiz toprağa
hep düşünür, ama kıyamaz kendi canına;
ne ölüm aklar gözlerini, ne de hayat! ..
göğsünde sancıdır yaşanan yıkım günleri
yenik düşer, erken gelir beklenen kıyamet! ..
duymuyor artık ölüm çığlıklarını, sağır,
ince kıyılmış tütünle bir sigara sarıyor;
dumanında deli Munzur köpürerek akıyor
şimdi demir ağlarda çırpınan bir alabalık,
Dersimli Bedri...
İle, sayı 9, 2007
Timuçin ÖzyürekliKayıt Tarihi : 22.5.2015 17:15:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)