Dermân aradım derdime
Derdim bana dermân imiş
Bürhân aradım aslıma
Aslım bana bürhân imiş
Sağ u solum gözler idim
Dost yüzünü görsem deyû
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Devamını Oku
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Güzel bilgiler için teşekkürler Osman Akçay... Saygılarımla... Sağlık mutlulukla kalın...
Bu şiiri kaleme alan şair yeri geldiğinde padişahın hatalarını söylemekten bile çekinmeyen, bu nedenle yaşamının önemli kısmını sürgünde yaşamak zorunda kalmış ve sürgünde vefat etmiş biri. Günümüzde herkes birilerinin adamı olmaya çalışırken doğru bildiğini sırf Allah korkusundan dolayı açık açık söyleyen, padişahı bile bu konuda açıkça tenkit eden biri.
Sultan Dördüncü Mehmed Hân’ın daveti üzerine İstanbul’a giden Niyâzi Mısrî, Ayasofya Câmii’nde vaaz ve nasihat vermeye memur edilmiş biri.
Rusya ile harp başlayınca Sadrazam Köprülüzâde Fâzıl Ahmed Paşa zamanında 300 talebesini de yanına alarak Edirne’ye gidip, İslam için cepheye koşmuş cihat etmiş biri.
Limni Adası’nda kalmakta olduğu camiinin mihrabında, seccadesi üzerinde kıbleye yönelik iken Hakk’a yürümüş biri. Allah secde halinde vefat etmeyi kaç kula nasip eder?
Şiir bu şekilde sitede yayınlanmış. Lakin iki dize olarak yer alan her kısım aslında 'Dermân arardım derdime derdim bana dermân imiş' şeklinde yazılması doğru olandı. Yani şiiri 8 heceli bir şiir değil. Bu şiir türüne Nutku Şerif denir. Şiir 8 heceli, hiçbir hece kuralına uymamış diye yorum bırakan yorumcu aslında hem şairi tanımıyorum hem bu şiiri bilmiyorum, hem de hece şiirini de bilmiyorum dediğinin bile farkında değil. Tek bildiği şey ünlü harfleri sayması. Şiir yapı olarak muhteşem bir özellikte şaheser olduğu için kaç farklı türde bestelenmiş bir şiir.
Sadece şiirin iki dizesi hakkında biraz yorum yapmak istiyorum. Zira bu şiir hakkında abartısız saatlerce konuşulabilir.
“Dermân arardım derdime, derdim bana dermân imiş” dizesi ne kadar güzel ve anlamlıdır. Allah’a insanın en yakın olduğunu hissettiği anlar, dertlerinin zirve yaptığı anlardır. Allah'a inanmıyorum deyip de deprem olurken şehadet getiren kişi bile vardır. İnsanlar genelde ihtiyarlaştıkça dertleri artar, ölüm korkusu başlar ve ibadet etme istekleri bu nedenle çoğalır. Her şeyin yolunda olduğu, dert ve sıkıntının kalmadığı, her türlü mutluluk sağlayan durumun maksimuma ulaştığı anlarda insanların kendilerine olan güvenleri patlama yapar. Bu anlarda ibadetler dahi zor gelir ve secde anları kısalır. Bu hal ile el açıp, gözyaşı dökerek Allah’tan istemek pek mümkün olmaz. Bunun için hüzün, çaresizlik ve O’na sığınma ihtiyacının olması gerekir. Tüm bunların dışında/üzerinde her şartta bunu yapabilenler ise kamil insanlardır.
“Derdim bana dermân imiş” aslında tüm bunların cevabı. Esas olan dertsiz olmak, daimi ve artan mutluluğu yakalamak değil. Bu zaten mümkün değil. Önemli olan acı ve keder içindeyken de huzuru yakalamaktır. Bu yorum böyle devam eder gider.
Saygılarımla.
Güzel bilgiler için teşekkürler Osman Akçay... Saygılarımla... Sağlık mutlulukla kalın...
ALLAH rahmet eylesin mekanı cennet olsun Çok güzel anlatım anlayan anlar.. anlamayanda anladığı dilde anlar... peygamber efendimiz sav e eşlerine ebubekir ömere r.a sovenlerde adı müslüman niyazi misriye hayli sover ama bunların bir hesabı olacak elbet.. hesap gününü bekleyin.. ehl-i sünnet müslüman en başta Allah'a peygamberine meleklerine kur-an a peygamber efendimizin sünnet ve hadislerine kadere amentuye iman edecek.. ..imam-ı azam mezhepte ebu hanifeye itikadde maturidiye tabi olacak Bu ehli sünnet müslüman dır elhamdülillah müslüman... bunun dışındakiler itikadı bozuk müslüman dır.. inancı imani amelleri boşa gider... özel bir durum müslüman günahkar olabilir mi olur.. ALLAH dilerse affeder lakin kul hakkı ve itikadı bozuk biraz zor be kardeşim burda kalkmışsın şu zındık şu bilmem ne diyorsun... vaktin varken aklet doğru yola sırat-ı mustakime gel ki.. cenneti kazanasın...
Sağ u solum gözler idim
Dost yüzünü görsem deyû
Ben taşrada arar idim
Ol cân içinde cân imiş
Dünya gözüyle değilde can gözüyle Hakkı görmek ancak sözle bu kadar
Dile getirilebilir görene her şey açıktır ancak görmeyene sır demişler
Doğrudur her bir dörtlük de muhteşemdi güne yakışır anlamlı bir şiirdi
Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun saygıyla selamlıyorum
Bazıları tarafından anlaşılmazsa da Mevlanayı, İbn-il Arabiyi ve Niyazi Mısrı'yi rahmetle anıyorum.
Bunlar direkt olarak biz ilahız demiyorlar ama endirekt olarak yani dolayısıyla ilahlık taslıyorlar. Allah'ın din hususunda hiç bir eksik gedik bırakmadığı Kur'an ortada duruyorken ve onun mübelliği olan son peygamberin yaşayışı da okuyup araştıranlara aşikar iken, bu gibi akl-ı evveller bu iki ilahi kaynağı -haşa- kafi görmeyerek kendilerince alternatif dinler üretip, işte hakikat ve marifet budur diyorlar. Bu gibi heriflerin gayesi, Gerçek İslam'ı tahrif etmek ve daha önceki muharref dinlere döndürmektir ki, günümüzdeki din anlayışına baktığımız zaman bu gayelerine büyük ölçüde ulaştıkları görülüyor. Rabbim kendinden inen Hak dinden ve onun değişmez ölçülerinden bizi ayırmasın amin!
Niyazi Mısri denen bu zat da ne yazık ki, aynen Muhyiddin el- Arabi ve Celaleddin er- Rumi gibi kendisini ve kainatta her şeyi -haşa- Allah'ın cüzleri zannedip bu manaya gelen zırva görüşleri terennüm eden vahdet-el Vücutçu denen sapık tarikatçilerden birisidir. Kur'an dini inançlarımız ve kıstaslarımız mevzusunda tüm mü'minler ve tüm insanlık için kafi ve vafi iken bu gibi nadanlar onu bırakıp kendilerine sapık mutasavvıfları mürşid olarak seçmişler ve o kitabullah gibi bir mürşidi kamil varken geçek İslamdan cüda olan bir kısım sapık şeyhlere mürşid-i kamil nazarıyla bakıp hem kendileri sapmışlar hem de kendilerine itimad eden avamı saptırmışlardır. Allah mü'minleri bu gibi nadanların sapık görüşlerinden muhafaza etsin amin!
8 heceli şiirde olması gereken bir sürü kural ve kaidenin hiçe sayıldığı günün şiirini ve seçenleri canu gönülden kutluyorum.
ne diyeyim helal olsun sizlere.
Yazılan iki sözü anlayamıyorsunuz? Sonra kendinize pir filan isimler koyuyorsunuz. Allah sizin gibilerin şerrinden korusun bizi.
İşte Niyâzî’nin sözün
Bir nesne örtmez Hak yüzün
Hak’tan âyân bir nesne yok
Gözsüzlere pinhân imiş
Görenlere gizli yoktur bu bir bilinç ve gönül gözü ile ancak fark edilebilir
Bu durum kişiye özeldir kimseye açık değildir bu durumu ne bilen anlatabilir
Nede dinleyen anlayabilir bunun için diyen bilmez bilen diyemez gerçeği
Fark etmiş kendini bilmiş bir bilge çok değerli bilgiler tabi bilenler için
Bilmeyenler düşman olacaktır insan bilmediğinin düşmanıdır diye boşa
Dememişler ALLAH rahmet eylesin mekanın cennet olsun saygıyla
Selamlıyorum
Benden gorüp işiteni
Bildim ki Ol canan imiş
Ben taşrada arar iken
Ol canda canan imiş. .
Ilyas Bey, bu sözlere bir açıklama getirebilir misiniz? Bu sözlerden ben Allah tan gayrisi değilim diyor diye anlıyorum. Haşa Haşa. Böyle sözlerin sahibine Allahın rahmeti istenir mi? !!!!!!
Bu şiir ile ilgili 12 tane yorum bulunmakta