Denizin kentini yaktım
Vızıldayıp duran kafamın ortasında
Denizin kentini yaktım
Hurma şırıltılarıyla
Denizin kentini yaktım
Beni çocukluğumdan koparan
Denizin kentini yaktım
Bir kent kadın kabuklarından
Denizin kentini yaktım
Miras kalmış bir alevle
Denizin kentini yaktım
Veli ağaçlarla kalbi atan mermerle
Tanrıyı anarak kalbi atan
Cami sütunları boğdu
Sararmış gözyaşlarıyla
Kararmış denizin kentini
İstanbul ey sevgili şehir
Dön dön karadan gelen sesime
Son veren zaman yatırında
Denizden getirilen biçimine
Kayıt Tarihi : 12.8.2000 16:32:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
İstanbul'u yaktık ve İstanbul bizi yaktı
Kafamızın ortasında siyasi çaresizliğimizle yaktık
Kimimizi koparmadı ki çocukluğumuzdan
İnsanlığı bir millet kopardı
Türk'ü ta orta Asyalardan kopardı
İmparatorluklardan miras kaldı aldık ve uygarlığı bıraktık
Antik çağda tiyatro iken toplanma yeri
Biz cem ettik cami yaptık
Büyük camiler de yaptık küçük camiler de yaptık
Zorunan zorunan kültür salonlarımızı koruya bildik
Zorunan zorunan asgari ücreti birazcık olsun artırabildik
Bıraksalar hep cami yaparız miskinleşir geberip gideriz
Batıyla Doğu arasında Allah izin vermez Türk'ün miskinleşmesine
Son şansımız Atatürk hala Atatürk, Atatürk'ü aşmak uzaya arşınlanmak.
Güzel ve anlamlı bir şiir.
Her dönem eski güzelliğine özlem var demek ki İstanbul'a. Şimdi bu halini görseydi ve yaşasaydı kimbilir neler diyecekti.
Doğrusu üstadın vasat şiirlerinden biri bu şiir.
Ruhu şad olsun.
DENİZİN KENTİNİ YAKTIM
Denizin kentini yaktım
Vızıldayıp duran kafamın ortasında
Denizin kentini yaktım
Hurma şırıltılarıyla
Denizin kentini yaktım
Beni çocukluğumdan koparan
Denizin kentini yaktım
Bir kent kadın kabuklarından
Denizin kentini yaktım
Miras kalmış bir alevle
Denizin kentini yaktım
Veli ağaçlarla kalbi atan mermerle
Tanrıyı anarak kalbi atan
Cami sütunları boğdu
Sararmış gözyaşlarıyla
Kararmış denizin kentini
İstanbul ey sevgili şehir
Dön dön karadan gelen sesime
Son veren zaman yatırında
Denizden getirilen biçimine
Sezai KARAKOÇ
ÖZÜNE DÖN İSTANBUL
Şu işkenceye dönüşen şehrin gürültüsünü, şadırvanların şırıltısıyla bastırmaya çalışıyorum. Camilerin koyu gölgeli avlularında huzur buluyorum.
Bu kentte geçtim çocukluk dönemimden gençlik dönemime. O zamanlar çocuklar mutluydu, kadınlar kadın gibi kadın… Şimdilerde kabukları kalmış, özleri uçup gitmiş.
Atalarımızdan miras kalan şehri koruyamadık. Hâlâ ağaçlar huşu içinde sallana sallana zikirlerine devam ediyor olsalar da betonlaşan metropolün hali içler acısı! Mermer mezarlarla tıklım tıklım dolu karman çorman bir mezarlığa benziyor.
Batı rüzgârlarının tozula isiyle kirlenen talihsiz deniz kentinin yüzü gün geçtikçe kararıyor. Tevhidi haykıran, asırlık cami sütunları için için ağlıyor. Ilık ılık akıyor gözyaşları, buz tutan yanaklarından.
Düş güzeli İstanbul! Sevdiğim şehir! Vazgeç artık modernleşme özentisinden! Kurtar kendini batının pençesinden! Karadan esen ulvi rüzgâra dön yüzünü. Tertemiz Anadolu’nun rengine boyan. Bırak o Avrupai havaları! Özüne dön!
Onur BİLGE
TÜM YORUMLAR (17)