Dağlara yükleseler bu yükümü
Ortadan ikiye kırılır dağlar
Yusuf-u Kenan çekse bu dertleri
Dizine vurup bir köşede ağlar
Dünya adil olsa ben sana eştim
Hayat sahnesine baktım uzaktan
Kimi kımıldamaz kimi koşuyor
Anladım gerçeği yanlışı çoktan
Altın yağsa da bana taş düşüyor
Düşün gafil gönül çekil kenara
Bir güzel gördüm bugün ovalarda
Dedim sen ceylan mısın, dedi evet
Seke seke geziyordu sahrada
Dedim sevdalı mısın, dedi evet
Dedim gözlerin ne dedi ki yıldız
Dedim nefeslerin dedi yel gibi
Dedim ya dillerin dedi bal gibi
Dedim ince belin dedi dal gibi
Dedim kolum' dolasam dedi olmaz
Dedim kaşların ne dedi zülfikar
Dedim önümdeki dedi tuzaktır
Dedim yurdun nere dedi uzaktır
Dedim vesayit ne dedi uçaktır
Dedim ben de geleyim dedi olmaz
Dedim bir dokunsam dedi yanarsın
Benim şu perişan garip halime
Yad güldüren sen değil misin dünya
Nice Yezid'lere nice zalime
Fırsat veren sen değil misin dünya
Başın sonun vardır da ortan yoktur
Bana ettiğini kimse etmedi
Meğer ne zalimmişsin sen ey güzel
Korkarım bu ettiklerin yetmedi
Azimli hainmişsin sen ey güzel
Gönlümün yoluna tuzak döşedin
Ey ahmaklar kralı Deniz Ercan
Kendini hiç kandırma demedim mi
Uğraşma boşa bulamazsın derman
Dertlere dert bindirme demedim mi
Dolaştın hep sonu meçhul yollarda
Karanlık gecede parlar ay gibi
Gözleri çehresi hep nur Deniz'in
Gözüm yaşı akar durmaz çay gibi
Sanırım yüreği bahar Deniz'in
Bu ne boydur sevdiğim bu ne endam
Tutunmasam düşecektim kapıdan
Bu nasıl bir iştir bu nasıl afet
Sağ kalmayan oldu onca yapıdan
Bu nasıl bir iştir bu nasıl afet
Bekliyorum ama deprem durmuyor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!