Acının yollara söylettiği türküde
Ta gerilerden selamlamak isterdim seni
Oturup demli bir çayın etrafında
Dünden belki içimizdeki bir tenhada sakladıklarımızdan söz açmak isterdim sana
Anlamak ne zor şeymiş be usta
Dünün dünde kaldığını yaşanılmış bir eskinin hesabının olmadığını yaşamak
Bu şehir her şeyden ve herkesden daha bir göçebe.
Bıraktığın gibi kalmaz hiç bir neden.
Yanağından akıp giden nehirler olur.
Yüreğinden çekip gidenler
Sus duymasın.
Düşümüze kırgın çocuklar yürür gözlerimizden.
Seni yazmak.
Öykülere özenen çocukları düşünmek gibi.
Hani o oyuncağının mucidi olan çocukları
Seni yazmak.
Alıp kirpiklerimden ölüm denen illeti.
Sevmek için mutlu olmayı bekledim yıllarca.
Oysa mutluluğu seni sevmekte buluyorum.
Hiç aklımda yoktu bu kadar mutlu olmak
Seni görüp sevmeyi bilene kadar.
Kelimelerin anlamı nicedir lakin
Seni bulunca değer kazandı cümleler.
Yanağından düşen bir ülkenin közüdür
Kazanacağız
Ölüme yürüyen bir adamın son sözüdür
Bizim bekçi geceyi kovalar yıldızları saklar.
Mumda bekler sabahı
Tespihinde sallandırır ayı
Rüzgarı ve insanı düşünür gibidir her akşam
Bulutun gebeliğini toprağın bereketini geçti dese de
Bizden belli unutmamış beyaz entarili gelinini
Der ki;
Lal iken sevdaya
düş isen,
söz küskün.
Sözün varda sevdaya
sus isen,
Sessizdi kıyılar uzun yürüyüşlerim vardı
Yelkovan kuşları yüksekte.
Usulca süzülen dalgaların dansı gözüm önünde
Hava güneşli deniz sıcak
Sonra
Kumlara yazdığım aşk sözcüklerini
Ölüm bekle beni sana geliyorum
Bahara hasret, kışları yaşayarak
Çirkinlikleri bırakıp, güzellikleri alarak
Beyazları çıkarıp, siyahları giyinerek
Ölüm bekle beni sana geliyorum
Siyahlarla kabul ederi misin beni?
Gözlerimi çevirip
bakmaya cesaret
edemediğim o kadın
İçimde biriken
duygularımı yüzüne bakarak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!