Dağların gölgesinde başlar hikâyem,
Rüzgâr taşır eski zamanlardan sesimi.
Ben bir dengbêjim, yitik bir öykünün taşıyıcısı,
Her kelimem bir ağıt, her nefesim bir tarih.
Taş yolların sessizliğini dinlerim,
Her adımda geçmişin yankısını duyarım.
Nehirler bilir acımı, ağaçlar saklar sırlarımı,
Ve gökyüzü, yıldızlarıyla gözlerimde ağlar.
Çocukluk düşlerim dağlarda kayboldu,
Gençlik umutlarım nehirlerde sürüklendi.
Ama ben anlatırım, susturulmuş dillerin yerine,
Sessizlik içinde büyüyen binlerce yaşamı.
Her hikâyem bir soru, her ağıt bir cevap,
Kimliğimde saklı geçmişin ve geleceğin sesi.
Zaman geçer, insanlar gider,
Ama dengim kalır, taş duvarlarda, rüzgârda,
Ve her yankı yeni bir yüreğe dokunur.
Savaşlar, acılar, kayıplar…
Hepsi melodimde erir, birer nakarat olur.
Gözlerimde yaş, dilimde umut,
Ve yüreğimde insanın en derin soruları:
Kim olduk, kim olacağız, nereye akıyoruz?
Dengbêjin sesi yalnız değildir;
O bir köprüdür, geçmiş ile gelecek arasında.
Bir yandan acıyı taşır, diğer yandan dirilişi,
Ve insanı hatırlatır, köklerini, düşlerini,
Kendi hikâyesinin kahramanı olduğunu…
Dağlar dinler, nehirler anlar,
Ve ben, sözcüklerin yükünde yol alırım.
Her ağıt bir nefes, her nefes bir umut,
Ve dengbêjliğin ruhu, zamana meydan okur,
Sonsuz bir melodide, insanın yüreğinde yankılanır.
Sinan Bayram
Sinan BayramKayıt Tarihi : 2.12.2025 00:38:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!