Sıcak yaz günlerinde
Masum kar tanelerini özlüyorum.
O ayazlı azap gecelerinde
Kumsalda oturup sabahlamayı bekliyorum.
Ne zaman bir çift göze dalsam
En köşeye bırakılmıştı bardak
Masanın en köşesine.
Boş bir su bardağıydı
Tek bir damlası vardı sadece
O da mühim değildi ya
Bir damlada boğulmazdı insan
Topla yıldızları gökyüzünden
At çantana tek tek.
Karart o yağmur kokulu sokakları
Tek başına kal.
Sadece yıldızların kalsın çantanda
Ümitlerini de koymuştun ya oraya
Yetişemiyorum zamana
Hani su gibi akar derler ya
Koşturuyor peşinden adamı
Nefes nefese kalıyorsun yolun sonunda.
Bir bakıyorsun ki
Tünelin birine götürmüş seni hayat
Zaman yitip giden bir nehirdi varlığında
Yokluğundaysa buzdan yapılmış bir heykel.
Tutuksuz sevdamı dinle kulaklarında,
Çık zindanından,engin denizine gel.
Sen sahipsiz suskunluklarda savaşırken,
Çalmıyor artık o eski şarkılar
Gecelerle barış imzaladım.
Kapı önüne koydum ümitleri
Yolcu ettim boş bakan gözlerini
Bir sigara dumanında çözdüm bütün sihrini
Ve bir kibrit aleviyle söndürdüm bendeki gözlerini.
Şiirler de uykuya dalıyor artık
Her gece aynı rüyada buluşuyorlar.
Renkleri de görünmüyor çoktandır dünyamın.
Sanki takılı kalıyor her şey o anda
O yaşanılamayan anda
Benden başka herkese yabancı gelen o anda.
Uyutmayan mutsuzluk,
sen misin?
Ya iki nefes arası boşluk,
Ne sığar oraya?
Ben diyeyim yılgınlık
Sen de pişmanlık...
Garip bir ada gibiyim okyanusun ortasında
Sonsuz maviler var etrafımda
Ne yöne baksam uçsuz bucaksız
Ne bir ses ne bir seda var kulaklarımda.
Dalgalar yarenlik etti yalnızlığımda bana
Şimdi el sallasam çocukluğuma,
Görür mü ki o iğde ağacı beni.
Darmadağın eder mi saçlarımı deli lodos
Yerle bir olur mu kumdan kalelerim.
Peki tuzlu su acıtır mı dudağımdaki çatlakları
Unutur muyum bir öğle uykusuyla
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!