Dede'den Toruna Mirasdı Süre

Erkeğin gömleği şalvarı yırtık
Kadının fistanı,eşarbı kırpık
Ağlıyor sızlıyor bu düzen çarpık
Kimi hasta kimi yorgun duyan yok

Haneler kerpiçden taş örme huğdan
Odunu bulursa getirir dağdan
Kışlığın bir kısmı olursa bağdan
Kimi yıkık kimi harap yolu yok

Zahire çuvalda saklanır bire
Anbarı olanı talamaz pire
Suları kuyudan hamamı dere
Kimi yılgın kimi bitkin gören yok

Bence millet rahat eder sayende
Ömür boyu çile olur payende
Vatanına minnet borcu vardır gayen'de
Gayretini taktir eden kimse yok

Koca ömür feda ile geçiyor
Kimse demez bu ne yeyip içiyor
Evinizde güller başka açıyor
Bülbüllerden gayrı seven yok

Yolun toz topraktan geçilmez
Suyun çamur çör çöpüyle içilmez
Kara biber kavruk hasan seçilmez
Bahtın kara aklayacak kimse yok

Kavruk hasan kara biber tenlisin
Bilen bilir yiğitlikle ünlüsün
Varsın köylü çiftçi esnaf inlesin
Irgatların dertli diyen kimse yok

Misafire açık sofran ünlüdür
Bayramların hep sayılı günlüdür
Kanın sıcak dilin senli benlidir
Dillerini anlayacak kimse yok

Bilimle dolarsa gönülle mantık
İdare-i maslahat bitsin artık
Yurdumun köyleri hep sessiz tanık
Köylü sefil ırgat sefil para yok

Asker olmak vergi vermek görevin
Şehit düşmek vazgeçilmez şerefin
Haytında bir gün bile görmedin
Sesin çıkmaz seni seven yürek yok

Dertlere yalanla aradık çare
Yılları harcadık göz göre göre
Dededen toruna mirasdı süre
Ölen öldü kalan kaldı çare yok

Acıyan gözlerle bakmaktan bıktık
Köprüler yıkıldı gemiler yaktık
Yıllardır çekilen korkuyu yıktık
Hem yazarım hem söylerim duyan yok