Son bir kez sular çıksa topraktan kuru sular,
Yeryüzünde toprağı unutmaya değer mi?
Dönersin toprağa da uyanılmaz uykular
Yar mestane gönlünü avutmaya değer mi?
1996
Yolculuk nereye bayım?
Otur oturduğun yerde.
Bak yeşil ovalar, vadiler bizim.
Özgürlük bulunduğun yerde.
Bayım,
Yeşerdim, filizlendim ellerinde
Kocaman yerim vardı yüreğinde
Maziyi görürdüm hep gözlerinde
Bastığın yerleri öptüm be annem
Çektin çilesini, gamını ömrün,
Senli anlarda öldü, dirildi bak yüreğim
Sana koşmak günahsa ömrümce sürüneyim
Dökülsün şamdanları gönül saraylarının
Al götür sevinçleri kedere bürüneyim.
Sensiz gövdem tarumar, bil ki gözlerim fersiz
Üşüyorum kim duyacak,
Özlüyorum kim saracak,
Ecel saatim çalacak.
Var mı eş, dost mezarıma
Beni götürüp koyacak?
Sarardı hep yaz geceleri,
Kördüğüm misali yaprakların.
Vahası gibiydin önceleri,
Çöl sarısı yüreğimin.
Bir çocuk gülümsemesi kadar,
Kırlangıç sessizliğidir, bende gecelerin.
İstanbul ah İstanbul!
Uzar ay ışığında gökdelenlerin.
Hatırlarım mehtapta senle olan kavgamı,
Oysa bırakmaz felek yakamı.
“Kardeş Filistin halkına ve zalim dünyaya”
Nasıl rahat uyursun sıcacık yatağında
Kadın, çocuk her biri savaşın batağında
Bebekler kan içinde, dalmış âlem rüyaya
Dünyada ne olursa bilki gelip geçici,
Azrail'dir evrende yalnız ecel seçici.
Kaynana dilinden ne çeker gelin.
Dırdırı dinlerde büker hep belin.
Kapıda bacada bol dedikodu.
Kaynana dilinden ne çeker gelin.
Kuşağı belinde yaman kaynana.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!