Dağların Kuşların hakkı

KURDUN KUŞUN HAKKI VARDIR

Kurdun kuşun hakkı vardır.
Nedir kurdun, kuşun; otun, böceğin hakkı? Bir damla su mu yoksa bir avuç toprak mı? Belki bir damla sudur? Belki bir avuç topraktır. Belki bir avuç yemdir. Belki bir damla gözyaşı, belki bir selam, belki bir hal hatır soruş.

Kurdun, kuşun; otun, böceğin dili var mı? Kurdun, kuşun; otun, böceğin dili yoksa kim, nerden çıkardı kurdun, kuşun; otun, böceğin hakkını. Var bir şey. Bir şey yoksa da var bir şey. Bir şey var bilmediğimiz, bir şey var gözümüzden kaçırdığımız.

Katıldık gurbet kervanına bir bir
Kimi çocuk yaşta, kimi ehli kemalinde
Kimi durağın en yakına kondu
Kimi dönüşü olmayan durakların sonuna
.
Katıldık gurbet kervanına bir bir
Her birimiz ayrı iklimlerde açan çiçek
Kimimiz süssolog, kimimiz sosyolog
.
Süsledik yaban gülleri öpüp kokladık. Kafa yorduk yaban ellerin derdine, ağardı saçımız, döküldü saçımız. Kimimiz sırma saçlı, kimimiz kel.
.
Kimimiz şair oldu, kimiz yazar.
Yazdık Himaliya’nın esen yelini
Şanzelize’nin dar sokaklarını
Şanzelize’nin şatavatını
Kremlin’in parke taşlarını
Kimimiz yollarını yaptı Kremlin’in, kimimiz sarayını. Kimimiz bekçisi, kimimiz övgücüsü.
.
Esti kafamda Toros yelleri
Düştü yüreğime köz
Tüttü burnumda kekik kokuları
Aldım elime kalemi
Döşedim uzuncana bir şiir
Şiirlerimde dağlar uzanır mısra mısra
Şiirlerimde dağlar yükselir tepe tepe
Şiirlerimde pınarlar akar şırıl şırıl
Şiirlerim küflü peynir tadında
Yiyen bilir küfrü peynirin tadını
Şiirlerimde ardıç ağacı
Kuşlar konar dalına
Yuva yapar ardıçkuşu
Varsın şiirlerim lal olsun
Şiirlerimin anası dağlardır
…
O gün bir ödül aldım. Ödül maddi değeri belki de olmayan bir ödül. Akşamdan paylaştım sosyal medyada.
Paylaştım sosyal medyada. Kutlayan, sevincime ortak olan dostlarım oldu, bakıp geçenler oldu. Kutlamak isteyip de kutlama cesareti gösteremeyenler oldu..
..
Kafamda ödül.
Kafamda kutlayan, kutlamayan.
Uyku tutmadı gözlerimi.
Ne olduysa saat sabaha karşı 5.00 sonrası oldu .
..
Üç, gün beş gün düşündüm saat sabah 5.00 karşı olanları ‘’Yazsam mı yazmasam mı?’’ diye.
Yazmalıydım saat sabah 5.00’e karşı olanları. Sabah saat 5.00’e karşı olanları yazmazsam hesap soracaktı kurtlar, kuşlar; otlar, böcekler.
..
Vücudum yorgun düşmüştü saat sabahın 5.00’inde dalmıştım uykuya. Baba ocağındaydım. Gelen giden kıyamet tanıdık, tanımadık. Gelen gidenin ardı arkası kesilmez. Bildiklerim sarılıp öpüyor, bilmediğim yedi geçmiş kendini tanıtıyor tek tek.
..
Toplanmıştı bütün kurtlar, kuşlar evin çevresine. Sıralanmıştı bütün dağlar evin çevresine. Açmıştı tüm çiçekler dağların tepelerinde. Akmıştı tüm derelerden sular. Akmıştı tüm pınarlardan sular. Dolmuştu tüm yalaklar.
..
Dökülmüştü evin çevresine tüm meyveler, sebzeler.
Bir şey olmuştu o gece. Olmadıysa da olmuştu.
Kurtlar kuşlar ya teşekkür etmeye gelmişti ya kutlamaya. Bir şey olmuştu o gece. Bir şey olmadıysa da bir şey olmuştu o gece.

..
Belki kısaydı uyuduğum süre. Belki kısaydı gördüğüm rüya. Gördüklerimse anlatılamayacak boyutta. Gördüklerim Cennet’in bir tanımıydı. Böylesi bir manzarayı ne Aziz Sancar yaşamıştı ne de Orhan PAMUK tasavvur etmişti
O gece bir şey olmuştu. O gece bir şey olmasa da bir şey olmuştu.
.
O gece ben ödül almıştım kurtlar, kuşlar; otlar böcekler adına.
.
Ertesi gün cılızdı iş yerinde kutlamalar. Gönüllü gönülsüz. Zoraki.
.
Oysa eksiksizdi o gece kurtlar, kuşlar; otlar, böcekler.
.
Bir farkı var kurtların, kuşların; otların, böceklerin. Bir farkı yoksa da bir farkı var kurtların,kuşların ; otların,böceklerin.
.
Kurtlar, kuşlar; otlar, böcekler kin bilmez. Kurtlar, kuşlar; otlar,böcekler kıskançlık bilmez.
..
Her çiçek kendi dalında açar.
Her çiçek kendi renginde açar.
Her çiçek ayrı tüter.
.
Her birinin tek bir adı vardır ''Çiçek''
.
İbrahim ŞAHİN