DAĞ ŞİİRLERİ

DAĞ ŞİİRLERİ

Olgun Ekinci

......... Serçe ötüşlü sabahlara uyanmak için teneke trampetli boş çuval seslerinden kaçarak karları henüz eriyen dağın yamacında, batıya bakan korunaksız ahşap eve sığınıyorum sen gidip ben bittikten sonra... Her kaçışım ikiye bölünen yalnızlıklarımızı tümlerken ve gece sessiz yırtıcılığına bürünürken iki kişilik gözyaşı düşer sakıncalı firarlarımıza...

......... Evrensel değerlerden kişiselliğime yönelirken iletişime dair tüm köprüleri çoktan infilak ettirmenin mutlandırdığı belleğim, geceye ve dağlara, sokak satıcısından aldığım mumların titrek alevinden çıkan o küçük ışığı yaymakta, gecenin ebemkuşağını izletmekteyim vadideki evlerde konaklayanlara... Öyle sessiz, öyle huzur burası, su olup akayım istiyorum yamaçtan vadilerin en kuytu noktasına, sonra asi gibi tersine akıp yine geleyim...

......... Ve daldığım o andan baykuş sesiyle irkiliyor, küçüklüğümde ötmesinin uğursuz olduğu varsayılan bu ilginç gözlü hayvanın şu an ne düşündüğünü merak ediyor, çilingir soframın ahengini beş yıldızlı otelin restaurantına eşdeğer mezelerle donatıyorum... Kendimi şımartıp geceye mum kokulu, papatya dokulu şiirler eklemek istiyorum epeydir biriken dergilerimden ve belleğimde sayısı azalan dizelerden... ‘’Yalnızlık Paylaşılmaz’’ dan başlamak bam teline vurmak olur diyerek başlıyor ve başka dağların eteğindeki bambu sandalye ve masada okunan şiirlere ulaşıyorum geç bir saatte... Çamların adeta yuva yaptığı ve birazdan denizden esecek serinliğin kıvamında okunan şiirlerin lezzeti düşüyor usuma ve sigara eşlik ederken Toroslar ile Antalya’nın şiir kardeşliği yayılıyor geceden şiire, şiirden geceye...

......... Teoderakis ile Livaneli’nin Egenin iki yakasını bir araya barış rüzgârlarıyla getirdiği konserleri düşerken usuma gâvur İzmir’de Miko adlı meyhanede rakı içiyorum kelek bir dilim kavun ve o kavunu reddeden harika bir dilim beyaz peynirle... Sonra annem geliyor aklıma yasal ama yasadışı varsaydığı partilere oy verdiğim için ‘yukarda Allah var’ deyişi yerleşiyor usuma hem gâvur olan hem de rakı içtiğim kentte... Muzur ve esrik gülümserken hem gâvurluğuma hem günahkârlığımın yalnızlığına sığınıyorum...
..

Devamını Oku
Metehan Büyükcivelek

Olduran,'Ol'der; dağ büklüm büklüm çakıl,
Dayanır mı akıl...? İnsan yere çakıl...
..

Devamını Oku
Senem Aygül

Titredim iliklerime kadar akşam serinliği
Korkunç hayallerimden gece savaş alanı gibi
Sol yanımda hafiften başlar incecikten bir sancı
Dağ yeli süpürdü umutlarımı çorak toprağa...
*
Göçebeyim memlekette dağ bayır ve yaylasında
Sırtımda çanta elimde sopa yüreğimde sevda
..

Devamını Oku
Ulvi Koçu

öğlene doğru çıktım okuldan. köyden anayola gitmek için bir buçuk, iki kilometre yürüdüm. koyuldum araba beklemeye; beş dakika, on dakika, yirmi dakika derken yarım saatin geçtiğini farkettim. ne bir araba vardı ne bir yoldan geçen. hava bozmuştu, uzaklardan gelen kara bulutlar sarmıştı gökyüzünü. derken yağmur taneleri, bardaktan boşalırcasına dökülen yağmurlara dönüştü. üstüm başım, saçım, ayağım sulara teslim olmuştu. dağ etekleri anayola komşuydu. ve o eteklerde ineklerini otaran bir adam ve küçük bir çocuğu ilişti gözüme. ıslanıyordum, üşüyordum üstelik araba gelmek bilmiyordu, yitirmiştim umudumu. okula yani köye geri dönsem diye düşündüm fakat tekrar yürümek pekte işime gelmedi. ineklerini otaran adamın sesini duydum bir süre sonra, Kürtçe bir şeyler söylüyordu bana. üç beş kelime dışında ne dediğini anlamıyordum, sadece el sallayarak cevap veriyordum. az sonra yanındaki küçük çocuk elinde şemsiyesi ile yanıma geldi. bu saatlerde okulda olması gereken ilk okul öğrencilerinden biriydi çocuk. babasına yardım etmeye gelmişti. aklının hiçbir köşesinde okul olmadığı belliydi. dersine girmesemde beni tanıyordu, köydeydik ne de olsa, okulumuz küçüktü. biraz mahcupca yaklaştı yanıma;

- öğretmenin hep ıslanmışsınız size şemsiye getirdim.

geri çevirmedim. zaten şemsiyeyi birden bırakmıştı önüme. sizin şemsiyeniz var mı, diye de sormadım. çocuk utancından gözlerimin içine bile bakmadan koşarak dağ eteklerine, babasının ve ineklerinin yanına doğru gitti. hiç bir şey söylememenin tesiri altında arkasından bağırdım:

-oğlum, okula ne zaman geleceksin?
..

Devamını Oku
Vahit Agir

Sana kavusmak olsun adin, ferasin
Seninle bulusmak, mayis ayinin yirmisinde
Kato yeni yesillendi, bahar yeni geldi
Sana benziyor buralar, seni andiriyor, yar
Ferasin kokuyor dag cicegim

Gevdan yaylasinda gezinir sevdam
..

Devamını Oku
Hamdi Oruç

Ağrının kucağı anne kucağı şimdi...

Bir yiğit şehit oldu beyler


Savaş bırakmıyor yakamızı...
Uhuda benziyor ağrı
..

Devamını Oku
Erdal Taşköprü

sen bilirsin düşlerinin aynasını
göstermez beni bana
vurdukça hüznümü dağa
dağ eskir, ömrüm eskir
zaman olur el gibi kevgir
eler, eletir hissimi sana
sana kalansa,
..

Devamını Oku
Ahmet Zekai Yıldız

Sana deremediğim çiçekler bağrımda kurudu.
Vakitsiz kışlar geldi y/az-baharlarıma…
Yalnızlığın ayazı çullandı çığgın karlarıma,
Yandı-eridi içim/dışım dondu-üşüdü,.

Bir yanım d/ipsiz uçurum,
Öbür y/anım bu oyunda son sahne…
..

Devamını Oku
Nursel Özşen

İki dağın arasında bir beyaz bulut...
Dağ buluta hayran, bulut dağa
Dağ çorak ve sert,
Bulut yumuşacık, tül gibi
Dağ gidemez bir yere,
Tutukludur yerine,
Bulut özgürdür oysa,
..

Devamını Oku
Mehmet Nuri Gezmiş

Tavşan, dağa küsmüş,
dağın haberi olmamış,
Keşke haberi olaydı,
gönül almak kolay mı?

Dağ, tavşana küsmüş,
tavşanın haberi olmamış.
..

Devamını Oku
Ramazan Ateş 2

Umut dağ başlarında hep ötelerdedir,
Sisli dumanlı ancak hep beklemektedir...
..

Devamını Oku
Tayyibe Menengeç

Yangın bu yürek, şimşek şimşek mahşer oldu gözüm.
Dağ patlasın lavlar eritsin beni..hiçim ben ataşlarda.
Deniz göğe şahlansın vur dibime kara su göm beni,
Beden beden toprak. Kar yağsın çığ düşsün üzerime.


Serseri cesedim hissetmez beşeri.Artık sarhoş ölüm,
..

Devamını Oku
Yahya Yahşi

Eh! işte yaşıyorum sensiz,
Bu dağ başında.
Atmosferleri yırtıyor çığlıklarım.
Soluduğum her nefeste,
Seni çekiyorum içime.
Hayalden çeşit çeşit sen,
Ama bir sen
..

Devamını Oku
Mehmet Tevfik Temiztürk

İdeolojisi yok düşünce çalışmıyor,
Akıl da olmayınca nefis aktif kalıyor…

Aktif kalan nefis merhamete karşıdır,
Hak saygısızlığında kul özgür kalacaktır…

Kul, cahilse özgürdür rüyasında dağ görür,
..

Devamını Oku
Rıfat Araz

Ağrı Dağına Sesleniş...

Ey yeşil bir ovanın, bağrından yükselen dağ! ...
Gök, seninle paylaşmış sevincin, yasını! ..
Gönlümü o uhrevî heybetinle çelen dağ;
Sevdâlı gül elinde, bulduk haslar hasını! ..

..

Devamını Oku
Hamdi Oruç

Diş

Sen diş diyorsun
Isırmak için birilerini
Ben aş diyorum
Doyurmak için birilerini

..

Devamını Oku
Bilal Geniş

D - Dağ Perisi -001 -

Biliyormusun...
Dağ Perisi
Seni tanımak...
Seninle gezmek..
Seninle konuşmak...
..

Devamını Oku
Cengiz Alpaslan

Hasretin Üşüyor Şimdi
1

Dağ çiçeğim,ağlamak istiyor yüreğim
Bir çocuk gibi nazlıyım şimdi
Uyan kederler içinde uyandım
Bir rüzgar gibi esiyorum şimdi
..

Devamını Oku
Orhan Şanlıer

Bir söz vardır dağ dağa küsmüş Dağın haberi olmamış diye Bunu bilirdik de Dağın sinesinde bir gül bitmiş Güllerin sultanı Sultanların canı Bal üreten arılara Aşk tattıran bülbüllere Ney öttüren ozanlara Uğrak yeri sevdanın Yağmur damlasını ilk o tatmış En temiz havayı solumuş İlk o güneşi görmüş doğuşunda Arkadaş olmuş Grup vaktinde Batışında Gel gör ki zaman içinde Dağ ona sevdalanmış Dağ güle sevdalı Hem kara sevdalı Gülün haberi olmamış Dağ gülünü can bilmiş Sinesinden özünü katmış ona Kol germiş kanat olmuş Gülün haberi olmamış Dağ dumanlı dağ dertli Gül güzel gül narin gül nazlı Acaba dermiş dağ kırılır mı gülüm Üzülüp de sonra solar mı yaprakları Dökülür mü tomurcukları Kurur mu narin dalları Davul dengi dengine derler Denk düşürememiş kendini Anlatamamış aşkını Aylar yıllar geçmiş Söyleyememiş sevdasını Gülün haberi olmamış Hem ne derler diye düşünmüş Anlamaz ovalar ırmaklar ağaçlar Kurtlar kuşlar ve fareler Gözyaşlarını dökmüş içine Pınar olmuş çıkmış ovalardan Hasretini salmış gökyüzüne Kasırgaya dönmüş havalardan Kapanmış içine vadiler olmuş Derinlere dalmış volkan püskürmüş Gülün haberi olmamış Kışın bembeyaz örtü ile Örtmüş gülünü Kıskanmış deliler gibi Yalçın kayalarla geçilmez olmuş Yol vermemiş bir başka varlığa Gülün haberi olmamış Her bahar gülün tomurcukları ile Aşkın kokusunu duymuş Tenini hissetmiş teninde Başı dönmüş bulutlanmış Filizlenmiş aşkı derinden derinden Yaşarmış aynı süreci yeniden Ama elini tutamamış elinden Gülün haberi olmamış Dağla gülün aşkını bilmezdik Bir ozan bunu yazana dek Dağ şimdi mahzun mahcup Sevdası aşikar olmuş Dağ sormada şimdi Ne olacak bizim bu hal Dağ yalvarmada dostlar Dağ bir haber beklemede Devrildi devrilecek Bilecek mi gülü Anlayacak mı Nice gün ay mı yıl mı Umutla beklenen bir haber.
..

Devamını Oku
Bayram Gökmen

Bir ana evlat bekliyor
Taşlar,taş taş oldu ayrılıklardan
Yıllar asıldı gitti kayan yıldızlara,
Sular aktı yıllarca goryarandan omurlara
Gitti gelmedi gözyaşları
Bir ana evlat bekliyor
Dağ başında
..

Devamını Oku