alacağım seni bir gün
atımın terkisine
düşeceğim yollara
dağ bayır demeden
dağ çiçekleri arasında
tozu dumana katıp
..
Düşümdeydin....
Düşümdeydin dün gece,
Bir dağ başı ve sen
Elinde saz
Saz inliyor
Dağ dinliyordu…..
Dün gece,
..
Mektplar 8 iki defa yazıldı.ikiside dağda çay yapmak için yaptığımız ateşe atıldı.üçüncü defa yazılmayacak.mektuplar 8 ölümle yaşam arasındaki çizgiydi.bir mektup eksik olsun dedim.binlerce sevda mektubu yazılmıış bu dünyada...eksik bir mektup neydi...! neyi değiştirirdi.? mektuplar 8 hiç yazılmayacak.kanser acılarıyla ölsemde yazmayacağım.mektuplar 8 bir dağ başında kül şimdi..senin o külleri okumak isteyeceğin günlerinde olacak...
..
Her gün değişiyordu gülüşün. Bazen hırçın dalgalar gibi vuruyordun gözlerime.
Bazen saçlarıma kar gibi yağıyordun. Ateşi başına vurmuş güneşin, nisan yağmuru oluyordun. Başımı döndüren asi bir rüzgâr oluyordun.
Yalınayak yürüdüğüm ana kucağı oluyordun. Sıcak ve kokusu burnumdan hiç
gitmeyen. Babam oluyordun gözlerimi açar açmaz ilk gördüğüm. Saçlarındaki akları hesaplıyordum, uykularını bensiz gecelere bölüyordum.
Ne zaman bir köşeyi dönsem karşıma çıkan aşina bir yüz oluyordun. Hayalini sarıp sarmalıyordum. Yakınlaştıkça uzaklaşıyordun... Kâh çocukluğum oluyordun. Bir saklambaç oyununda kaybettiğim diğer yarım... Hangi taşı kaldırsam altından sen çıkıyordun. Hangi yana baksam gözlerime doluyordun.
..
Gökyüzünde bir yıldız gibi yalnız
Habire dolanır hiç kavuşmayız.
Bir dağ, binler dağ daha zaman
Ulaşmak koşulan yaklaşılmayan
..
İnsan içindeki yolculuğa doğru gittiği yere yüreğiyle gitmeli...
Toplan gidelim yüreğim bir dağ çiçeğinde kelebek olalım... Şimdi tebessüm zamanı acılara... Başını kaldırıp göğe, gözyaşlarını bir kuytuya saklayıp, umutsuzlukları bu şehre gömerek, umudu vurup terkine gitme zamanı şimdi yıldızlara. Varmı daha ağır yük, hasret çekmek kadar. Hasreti de vurup sırtımıze gidelim yüreğim...
Aldırma olup bitenlere, korkma! Siliver geçmişi içine sinmeyen bir şiirin son dizesi gibi.
Dört yanımız kin, nefret dolu, Dört yanımız cehennem, Haydi kalk yüreğim.. Geç kaldık deme sakın, bittik tükendik deme... Daraldım bunaldım deme, yollar dikenli deme... İçindeki yolculuğa doğru git sabah olmadan, şehir uyanmadan, kar yağmadan yollara... Toplan gidelim yüreğim, topla hayallerini ve dudağındaki kan güllerini, ihanetlerin dağladığı ateşlerde pişmeden yetim ruhumuz gidelim, gidelim buralardan düşmeden ateş canevimize...
..
Yakalanmışım gece koyusu gözlerine kaçamıyorum yâr. Yörüngene giymiş ay gibi senden uzak duramıyorum. Korkmuyorum hiçbir şeyden aklımı kaybetmekten korktuğum kadar. Gözlerin diyor ki, “Yaklaşma, ben bir ateşim.” Ama o ateşe ellerimi uzatmadan duramıyorum.
Sevdâ mı bu karabüyü mü seçemiyorum yâr. Bin mecâz savuruyor gözlerin, ben hece mi ârûz mu ölçemiyorum. İstemiyorum hiçbir şeyi o gözlerde ölmek istediğim kadar. Ama ben sana bunları söyleyemiyorum.
Girmiyor aklıma ne Osmanlıca ne de Farsça. Duymuyorum hoca ne anlatıyor, “İkinci Yeni”yi, “Garipçiler”i, “Hisarcılar”ı da. Senden başka bir şiir duyamıyorum. Sana sen benim Mona Roza’msın diyemiyorum.
Saklamıyor beni kapı aralıkları seni gizlice seyrederken yâr… Ha bre bir arkadaşına yakalanıp esaslı bir bahane uyduramıyorum. Aynalı minibüs koltuklarını sen önümdeyken seviyor, gözlerinin yokluğunda nefes alamıyor, alamıyorum…
..
Ne dağ derim, ne ova ne de cadde,
Alnımı vurduğum yerdir seccade.
..
Dağ ne kadar uluysa dibi o kadar aşağılıktır!
Dikkat edin yücelerde yalnızlar, diplerde daima yaltalayanlar ve baltalayanlar vardır..!
..
yağan yağmurla birlikte
bağ bahçe tarla ne güzeldir
su kayıpsız kayıtlanmaktadır
süzülerek toprak derinliğinde
ağaçlar yıkanmaktadır
duru yumuşak sularla
..
Bir resim yapıyorum.
Çiziyor muyum,
Boyuyor muyum belli değil.
Bir köşesinde sen yanarken;
Diğerinde ben yakılıyorum.
İki aşık dağ düşün, gururlu..
Kavuşamazmış ya dağ dağa,
..
Şöyle bir dağ tepesine çıkıp uzaktan seyretmek,
Ne hoş bir şeymiş ovaları nehirleri tarlaları,
Hele birde şu ormanın uğultusu, çam kokusu,
Vay be ne güzel bir memleketmiş bizim burası
Yahu birde şu eşek arıları olmasa hani diye düşünüyorum,
Nerden gelirler bellisiz şu dağ başında bile rahat yok,
..
Üç günlük müydü aramızda uzanan yol
Yoksa yalnız kuruyan güller miydi
Senin ötelerde oluşun gök mavilikte bir boşluk.
Penceremden acılı bir ışık uzayıp gidiyor
İlk kez özgürlük dağ yollarında görünüyor
Gelinciklerin kırları sardığı günlerde.
..
Dağ
Dört yanım dağ
Nehir
Bir kıvrımdan bir kıvrıma
Damar damar içimde
Gidin
İnsan istemiyorum
..
…
otuzunda bir çocuğum bir daha ikiyle başlayamacak hiçbir yaşım. biraz göbeğim büyüdü sıkıldıkça yemek yedim son günlerde. biraz yoruldum, kapıları kilitleyip çıplak ayaklarımla dolaşıyorum odalarda. atölyemin orta camından uzatıyorum bacaklarımı. keyif benim: sol avucumda beyaz leblebi rakı içmeye bayılıyorum yedi’den sonra, yedi benim uğurlu sayım. Taksimin en yüksek binası burası, uğur şato diyor bense atölye, kapı numarası kırk yedi, içinde yedisi var, kedisi yok! her sabah birbirimizin gözlerine bakarız daha yeni tanışmış gibi. babamı buradan atmıştım o yüzden bu kadar kalabalık aşağısı. dev bir ekran pencerem, İstanbul büyük bir kumbara sürekli şişip duruyor içine almaktan. aramızda kalmalı; gece yarısı telaşla soyunuyor, gögsünde ince bir çizik memeleri eğri büğrü. bütün erkekler arkasına saklanmış. ahh İstanbul, hiç kimse kayan bir yıldıza aşık olmadı senin kadar, hiç bir yılan krallığını sürdüremedi içinde... hiçbir dağ yok sınırlarında yüreğini döven, söylesene yaşadığın çile hangi çağdan?
..
-- 000 - Fairy van Mersin -14 501 -African -03
Weet jy...
Fairy van Mersin...
Ek is baie goed mense, ek is baie eerlik...
Een dag het my broer, 'n dag my vriend..
..
Sisler basar yüreğimdeki dağ gibi dertleri
Duman ben, efkar ben, sarhoşluk sensin
Ses adına vururum kadehi kül tablasına
Sessizlik dinmez, sensizlik gitmez başımdan
Bu nasıl bir ayrılıktır böyle Allah aşkına
Martından, kargadan kaçan güvercinim
..
Sevdamız su gibi berrak
Sevdamız bıçak gibi keskin
Sevdamız ana sütü gibi temiz
Sevdamız ekmek kadar helal.
Sevdamız yüreğimizde büyüyecek dağ dağ,
Sevdamız kabaracak gönüllerde.
..
Siyonist Moris Kohen'in derdine ne düştü?
"Tanrı Dağ Türkçülüğü" tasasına mı düştü?
..
N e yapsam etsem........................ne kenar mahallerinde,, ne de boğaziçi.......... deniz........ dağ manzaralı................... villa ya da dam evlerinde.............................................. valla bllla........................... yama tutmuyor.................................Tanrım...............................................şahitsin ya sen................Hani...................Şahısın............... ya damarlarımın................İlet zebanilerine........................ meleklerine...................................şu...........kulun galibinin sitemini................... ve de bi zahmet de sor kendine................................Benim gibi.............................İğne mi kör İp mi çürük..................... kumaş....................... amerikan........... bezi mi.........................ağnadığından dolayı................... kulunum ben senin Tanrım............................................................
..