İstemez, dağlara yazma adımı; dağ gibi durup karşıma, kaçırma yeter ki tadımı.
..
Günahkâr dahi olsak,
ALLÂH(c. c.) ’a saygımız var,
Milletçe edepliyiz,
Merhametler dağ kadar…
Biz zulüm düşünmeyiz,
Ahlakımız ebedî,
..
YABAN KUŞU
DAĞ CEYLANI DİYEMEDİM
------------------------------------
Saçını teline elim değse eline
Ağzımdan çıkacak tek kelime
Seni sevdim bir tanem sensin
Yaban kuşu dağ ceylanı diyemedim
..
Ne kadar benziyor
Hayatın akışına
Bazen iniş,bazen yokuş
Büklüm büklüm büküldükçe
Dağ yolları
Alabildiğince dar
Olabildiğince yokuş var
..
GÖNÜL GÜL CAN TİKENİ
*************
Zülfün teline elim değseydi eline
Ağzımdan çıkacak tek bir kelime
Seni seviyorum bilseydim keşke
Yaban kuşu can ilacım diyemedim
***************************
..
Kara sevda bin bir çile,kahrı zor
Akşam ile sabahım arası kor
Gel aşkım,aşkı sen yaşa sen de gör
Dağ dumanlı obam yasta halım zor
………Sen sevdanla toprak oldum gel de gör
Bulut toplamış gözlerim,içim dar
..
Kalleşlerin yaban hürriyeti
Namerde vatan olmak töresi
Koynunda bir sürü çakal ini
Dağ koymuşlar alçağın ismini
Pusuda kancık merminin sesi
İthâl bir özgürlük hikâyesi
..
Bir dağ kulübesinde ikimiz,
Yapayalnız...
Sevdaların en güzeli.
Ve sen ben,
Her şey olmalı bir anda,
Senden bana,benden sana iz,
Bir dağ kulübesinde ikimiz,
..
Bir Dağ Kaçaklığı
-Gecenin Hayaline Yıldızlardan Kar Beyazlığı Yağıyordu-
(Bu gün geçmiş yıllara ait neler biriktirdik, arada birde olsa bunu sormak gelir
ve düşer ya aklımıza.. Yıllar ardı sıra ile geliyor evet ne yazık ki çabuk geçiyor diye arada bir ah çekeriz.
nerede kaldı gençliğimiz geçip gidenlerde yıllarımız,özleriz özlediklerimiz hep belleğimizde, dertleniriz de kendi kendimize. bazı anılarda yaşanmışlıklar hatta yaşanamamışlıklarda oturur bir yumru gibi boğazımıza düğümlenir kilitli kalırız.)
..
Başında bardan bardan karlar
Sis,duman,fırtına boran var
Eteğinde mor sümbülü bağın
Benide sana çeken derdim var.
Pare pare olan karlı dağ
Senin maralın,ceylanın var
..
İçimde bir dağ devriliyor
Kaçın fareler, çakallar, tilkiler
Çekilin fidanlar kıyılarımdan
Düzlükler kendinizi beriye alın
Hey kendini zor ıslatan dere
Biraz bana doğru kay
Ah öteler,
..
W-een-maakten Israël-002-Holland
Weet u...
Maakten Israël..
U bent criminele...
Een zeer Palestijnse...
..
002-A-ett Israel-002Sweden
Vet ni...
Ett Israel..
Ni är kriminella...
En mycket palestinska...
..
W-A-Hey Israel - 002-Norwey
Qjør du vet...
Hey Israel..
Du er kriminelle...
En svært palestinske...
..
Bir büyülü rüyadır Kaçkarlar sis perdesi altında uykuya dalarlar
Gözleriyle uçuruma bakarlar bakışlarında kartallar kanat çırpar
Elleri yaman bir türküdür sert ve koyu resme dönüşür bu dağlar
Dağ rüzgarlarıyla buram buram ölüm ve hasret kokar Kaçkarlar
Saçları sert rüzgarlarla her yana savrulan yayla kızıdır Kaçkarlar
Etekleriyle kır çiçekleri taşırken kucak dolusu güzellik sunarlar
..
Hasretle bekler oldu gözlerim
Güneş doğmuyor karanlık günlerim
Bir gün gelir diye bekliyor yüreğim
Bir dağ misali büyüdü hasretin
Ne zor şeymiş çaresiz beklemek
Gelmeyeceğini bilipte yollarını gözlemek
..
Benim küçük şiirimdiler. Tıpkı küçük bir kasabayı andıran. Herkesin birbirini tanıdığı, insanların birbirine bir dağ gibi yaslandığı bir kasaba gibiydiler. Orada insanlar o kadar dağlaşırdı ki kendini gökyüzüne yakın hissederdin. İşte orada yakınlık böyle kurulurdu. İnsanlar birbirlerine, dağ, ova, deniz, göl, bağışlardı sanki. Kendini bazen bir martı, bazen serin sularda yüzen alabalık gibi hissederdin. Böyle bir kasaba haritalarda olmazdı tabi. Dünyanın hiçbir yerinde bulunmazdı böyle bir yer. Sonra onların yanında büyürdün ama bir çocuk gibi değil, bir roman gibi, bir destan gibi büyürdün. Ve bütün kelimelerin altınla yazılırdı. Herkes okumasını bilirdi. Sen de bir şaheser gibi kurulurdun masalarına. Sonra bir muhabbet kesilirdin bu dostlar meclisinde. Söz olurdun şarkı sözü gibi. Herkes seni dinlerdi konser veriyormuşsun gibi. Sonra onlar küçük şiirlerin olurdu. Sana bir şair duyarlılığı yaşatırlardı. Onları şiirin en güzel beyti gibi okurdun. Bu dost meclisinde gülüşler bir mücevher dükkanı gibi açılırdı. Dişler inci gibi parlardı. Kendini zengin hissederdin. Gözler sana bakarken, Tanrı'nın sana baktığını sanırdın. Çünkü her bakıştan kutsal bir ışık yayılırdı ayaklarına. Tepeden tırnağa bedeninle ve ruhunla barışırdın. Herkes adını bir roman ismi gibi söylerdi. İlk defa şiir gibi bir gün yaşardın. Seni öyle dinlerlerdi ki hapishanede af haberi bekleyen mahkumlar gibi... Her sözün bir hapishane kapatırdı. Her sözün zincir kıran olurdu. Sevildiğini hissederdin sanki bir ocağın içinde odun yanar gibi sımsıcak. Sevdiğini hissederdin sanki kutupta birbirine sokulan penguenler gibi. Dostluğun kıymetiyle değerlenirdin. Böyle bir kasaba olmazdı tabi yeryüzünde. Ama iki üç kişilik bir masa böyle bir coğrafya yaşatabilir tabi. Öyle bir masa ki mezesi söz, şarabı güler yüz… Zaman bir su gibi akarken, yüreğin Nil Nehri’ne dönüşürdü. Duyguların sandal sandal süzülürdü o masada. Gece bir Kahire gecesi olurdu. Işıklar vururdu su gibi akıp giden zamana. Yakamaz olurdu Mısır ya da Mısır yakamoz olurdu. Göz alıcı bir gece yaşardın. Dostluk Yusuf’un yüzünde nur, Zülayha’nın yüreğinde huzur olurdu. Bütün ağlayışların Yakup’un ağlayışları gibi dinerdi. Sonra bir mucize yaşardın denizi ikiye bölmek gibi. Dostların seni yalnızlığa boğulmak üzereyken kurtarırlardı. Bu masada karşı kıyılara geçerdin. Bu masa üzerinde şiir yazılmamış, roman yazılmamış olsa da, kaderin ilahi nazarda yazılırdı. Öyle bir masada otururdun ki bir tahta oturur gibi. Kralını yaşardın dostluğun. Fethederdin insanlığın en kıymetli ülkesini. Yüreklerdeki hazinelere ulaşırdın. Dostluk ne güzel derdin.
..
Günaydın dağ çiçeğim
Seni bahçemde görünce
Sevincimden uyuyamadım
Diken oldu gözkapaklarım
Bir türlü kapatamadım
Ellerimle tutamayıp
..
Sen ki dönüp gittin ya, sevdan kaldı dilimde,
Hiç bir şey değişmedi, aynı tas aynı hamam.
Konuşuyorum senle, resmin varken elimde;
-Dünyalarımız ayrı, seninle uyuşamam;
-Dağ dağa kavuşur da, ben sana kavuşamam.
..
Altaylardan urallara,
Biz dağların insanıyız,
Kafkaslardan toroslara,
Dağ dağ Yörükler.
Dağlar temizdir,
Suyu temiz, havası temizdir,
..